Danıştay Kararı 4. Daire 2016/21637 E. 2020/3859 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/21637 E.  ,  2020/3859 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21637
Karar No : 2020/3859

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Bilgi Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2013/1 ila 4 ve 6 ila 9 dönemleri katma değer vergileri ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı Mecidiyeköy Vergi Dairesi mükellefi … Yön. Uyg. Yap. ve Tek. Sis. Org. Dan. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler şirketin bir kısım vergisel ödevlerini yerine getirmediğini göstermekte ise de, ilgili yılda mükellefin iki sigortalı çalışanının olması, mükellef hakkında ilgili yılda yoklama yapılmamış olması hususları da dikkate alındığında düzenlenen faturaların sahte olduğu somut olarak ortaya konulamadığından cezalı tarhiyatta ve cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyiz konusu kararın özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, kararın cezalı tarhiyata ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … Yön. Uyg. Yap. ve Tek. Sis. Org. Dan. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; şirketin mimarlık ve mimari danışmanlık faaliyetinde bulunmak üzere 2011 yılında kurulduğu, 03/02/2011 tarihli yoklamada, şirketin faaliyet konusunun mimarlık, mühendislik ve proje uygulama danışmanlığı olduğu, işyerinin ofis olarak kullanıldığı, işyerinde iki çalışanı bulunduğunun tespit edildiği, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, 2011 yılı için KDV matrah bildiriminin 2.178.029,23 TL olmasına karşın kendisinden mal veya hizmet aldığını bildiren firmaların Ba bildirimleri ile 11.922.233,00 TL’lik alış bildiriminde bulunduğu, 2012 yılı için KDV matrah bildiriminin 6.381.556,22 TL olmasına karşın kendisinden mal veya hizmet aldığını bildiren firmaların Ba bildirimleri ile 21.412.755,00 TL’lik alış bildiriminde bulunduğu, 2011 yılı Ba bildiriminin 148.638,00 TL, kendisine mal veya hizmet satışı bildiriminde bulunanların Bs bildiriminin 111.410,00 TL olduğu, 2012 yılı Ba bildiriminin 354.344,00 TL olduğu, ancak kendisine mal veya hizmet satışı bildiriminde bulunan mükellef olmadığı, 2013 yılı Ba bildiriminin 567.802,00 TL, kendisine mal veya hizmet satışı bildiriminde bulunanların Bs bildiriminin 236.960,00 TL olduğu, çalışan olarak beyan edilen kişilerin büro personeli olduğu ve mimarlık, mühendislik ve proje danışmanlığı faaliyetini gerçekleştirecek bilgi, birikime sahip olmadığı, şirket adına açılan banka hesabında komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme faaliyetini gizlemeye yönelik fiktif para hareketleri olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan tespitler değerlendirildiğinde, özellikle kurulduğu yıldan itibaren kısa sürede yüksek tutarlı faturalar düzenlediği, beyan ettiği matrahlar ile düzenlediği fatura tutarlarının uyumsuz olduğu, teknik bilgi gerektiren mimarlık, mühendislik ve danışmanlık faaliyeti yürütülmesine rağmen çalışanlarının yeterli mesleki bilgi ve donanıma sahip olmadığı ve banka hareketlerinin şüpheli olduğuna dair tespitlerin bulunduğu dikkate alındığında düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.Mahkeme kararının cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4.Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.