Danıştay Kararı 4. Daire 2016/21134 E. 2020/3652 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/21134 E.  ,  2020/3652 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21134
Karar No : 2020/3652

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına,…Spor Sevenler İktisadi İşletmesi’nin vadesi geldiği halde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,…,…,… sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği yazısı uyarınca, dernek yönetim kurulu asil üyesi olan davacının dernek iktisadi işletmesinin vergi borçlarından dernek yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasında herhangi bir engel bulunmadığı, ancak davacı adına dernek iktisadi işletmesinin borçlarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinin iktisadi işletmenin borçlarının usulüne uygun şekilde kesinleşmesine bağlı olduğu, dava konusu olayda ise, dernek iktisadi işletmesi adına düzenlenen bir kısım ödeme emirlerinin imha edilmiş olması, bir kısmının da tebliğ alındılarının dava dosyasında yer almaması karşısında ödeme emirlerinin tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılamadığı; bir kısım ödeme emirlerinin dernek başkanın ikametgah adresinde eşine tebliğ edilmesine rağmen iktisadi işletmeyi ilgilendiren belgelerin ikametgah adresinde bizzat ilgilisine tebliğ edilmesinin gerektiği; kalan ödeme emirlerinin ise ilanen tebliğ edilmesine rağmen, tebliğ zarflarının 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinin aradığı biçimde tebliğ edilememe halinin tutanak haline getirilmemesi dolayısıyla dernek iktisadi işletmesi hakkında usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir amme borcundan bahsedilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 13/08/2002 ila 13/06/2008 tarihleri arasındaki lokallerde içecek sunum faaliyetinden dolayı iktisadi işletmenin beyanname ve bildirimlerini vermemesi üzerine takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan cezalı tarhiyatların ve kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının dernek başkanının adresinde tebliğ edildiği, kesinleşmiş vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine iktisadi işletme adına ödeme emri düzenlendiği, söz konusu ödeme emirlerinin de 21/01/2010 tarihinde dernek başkanının adresinde tebliğ edildiği, ancak dava açılmadığı ve süresi içinde ödeme de yapılmadığı, asıl borçlu nezdinde yapılan mal varlığı araştırması neticesinde hacze kabil herhangi bir mal varlığı unsuruna rastlanılmadığı, Kurumlar Vergisi Kanunu ile 213 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri doğrultusunda davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği belirtilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Olayda, asıl borçlu adına düzenlenen … ila … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden; dernek iş yeri adresinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla adreste bulunmama halinin usulüne uygun olarak tespit edilmesi üzerine, belirtilen ödeme emirlerinin tebliği için dernek başkanının ikamet adresine gidildiği ve dernek başkanının eşinin imzası alınarak tebliğ işleminin gerçekleştirildiği, 213 sayılı Kanun’un tebliğe ilişkin hükümleri dikkate alındığında söz konusu tebligatta usule aykırı bir durum bulunmadığı, bu haliyle Vergi Mahkemesince dernek tüzüğünün araştırılarak görev paylaşımının yapılıp yapılmadığının belirlenmesi suretiyle davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere kısmen bozulması, diğer kısımlarının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın, dava konusu ödeme emirlerine karşılık gelen asıl borçlu adına düzenlenen …,…, …, …,…, …, …,… ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısımlarına yönelik hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, dava konusu ödeme emirlerine karşılık gelen asıl borçlu adına düzenlenen … ila … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddesinde; “Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması kafidir. Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dernekler Kanunu’nun 4. maddesinde; her derneğin bir tüzüğünün bulunacağı ve bu tüzükte bazı hususların belirtilmesinin zorunlu olacağı ifade edildikten sonra, (f) bendinde, yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısının tüzükte zorunlu olarak düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dernekler Kanununun 34. maddesi ile atıf yapılan Türk Medeni Kanununun 58. maddesinde; ”Her derneğin bir tüzüğü bulunur. Dernek tüzüğünde derneğin adı, amacı, gelir kaynakları, üyelik koşulları, organları ve örgütü ile geçici yönetim kurulunun gösterilmesi zorunludur. Dernek tüzüğü, kanunun emredici hükümlerine aykırı olamaz. Dernek tüzüğünde düzenlenmemiş konularda kanun hükümleri uygulanır.” hükmüne, 85. maddesinde ise; yönetim kurulunun derneğin yürütme ve temsil organı olduğu, bu görevin Kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirileceği, temsil görevinin yönetim kurulunca üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu derneğin ”… Mah. … Cadde …. Sok. No:… Altındağ Ankara” adresinde 03/03/2009 tarihinde yoklama memuru ve mahalle muhtarı nezdinde adres tespit tutanağı düzenlendiği, söz konusu adreste fiili faaliyetinin bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, akabinde derneğin 10/06/2020 tarihinde feshedildiği, bunun üzerine asıl borçlu adına düzenlenen … ila … ve … sayılı ödeme emirlerinin, asıl borçlu derneğin başkanının ikametgah adresinde 21/01/2010 tarihinde eşine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü ile olayın birlikte değerlendirilmesinden; asıl borçlu adına düzenlenen söz konusu ödeme emirlerinin, dernek başkanının ikametgah adresinde eşine tebliğinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla Vergi Mahkemesi kararının belirtilen kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Buna göre, Vergi Mahkemesince, asıl borçlu derneğin tüzüğünün araştırılarak görev paylaşımının yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz olup olmadığı, olayda zamanaşımı bulunup bulunmadığı vb. hususlar yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının asıl borçlu adına düzenlenen … ila … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasının oyçokluğuyla BOZULMASINA, diğer kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının ise oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.