Danıştay Kararı 4. Daire 2016/21054 E. 2020/4011 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/21054 E.  ,  2020/4011 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/21054
Karar No : 2020/4011

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden 2011/10 dönemi için res’en tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura kullandığı …Vergi Dairesi mükellefi … (… Akaryakıt Mad. Yağ. Boya Top. Dağ. Paz. San. Tic. Ltd. Şti) hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda mükellefin işe başladığı 08/12/2005 tarihinden faaliyetine son verdiği 31/05/2012 tarihine kadar, ceza evinde tutuklu olarak bulunduğu dönemler hariç, faaliyette olduğu, gelir vergisi, geçici vergi, muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, 2006 ila 2009 yıllarına ait vergi borçları için 6111 sayılı Kanun’dan yararlama talebinde bulunarak gelir vergisi yönünden matrah artırımında bulunduğunun tespit edildiği, uyuşmazlık konusu faturaların düzenlendiği tarihlerin 2010 yılından sonra olduğu göz önüne alındığında, bu tarihlerde mükellefin faaliyette olmadığına ilişkin yoklama bilgisine yer verilmediği, somut verilere dayalı yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan davacı adına düzenlenen faturaların sahte fatura olarak kabul edilmesi suretiyle adına re’sen cezalı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk, bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının 2011 yılında bir kısım mal ve hizmet alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği ve sahte faturalarda yer alan katma değer vergisini ilgili dönem beyannamelerinde indirim konusu yaparak vergi ziyaına sebebiyet verdiği, sahte faturalarda yer alan indirim tutarlarının reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya fatura düzenleyen …Vergi Dairesi mükellefi … (… Akaryakıt Mad. Yağ. Boya Top. Dağ. Paz. San. Tic. Ltd. Şti) Şti. hakkında düzenlenen 22.11.2011 gün ve VDENR-2011-617/31 sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; 09/12/2005 tarihinde toptan kereste ve ambalaj malzemeleri satışı faaliyetine başladığı, 22/06/2006 tarihli dilekçesiyle orman ürünleri, biyodizel, lojistik akü ve muhtelif araç parça toptan satış faaliyetine başladığı, 01/02/2010 tarihi itibariyle işyeri adresini değiştirdiği, sahte fatura düzenlediği yolunda ihbarlar bulunduğu, 2006 yılında faaliyete geçen şubelerinin faaliyetinin terk edildiği, adreslerinde bulunamadığı, söz konusu şahsın 2007/Nisan ile 2009/Ağustos döneminde cezaevinde olduğu, 2010 yılında açılan şubelerinin halen faal olduğu, 23/05/2007, 16/04/2008, 18/04/2008, 17/04/2009, 01/11/2009 tarihlerinde yapılan yoklamalarda merkez adresinin boş ve kapalı olduğunun tespit edildiği, 11/03/2010 tarihli şube açılış yoklamasında çalışan işçisinin olmadığının, toptan madeni yağ alım satımı faliyetinde bulunacağının tespit edildiği, 01/11/2011 tarihli yoklamada merkez adresinin kapalı olduğunun, şubede faaliyette bulunulduğunun belirlendiği, satışa hazır madeni yağlar bulunduğunun tespit edildiği, 2010 yılı ödenecek gelir vergisinin 12.431,17 TL olduğu, beyannamelerin verildiği, 2010 yılında ödenmesi gereken katma değer vergisinin bulunmadığı, işçi çalıştırmadığı, 2010 yılı brüt satışlarının 14.960.044,09 TL olduğu, ödenmemiş vergi borcunun 438.190,70 TL ve ödediği vergi toplamının 262,82 TL olduğu, 2010 yılında 14.279.549,00 TL mal sattığını beyan etmesine rağmen 10.957.953,00 TL mal alındığının beyan edildiği, 11.482.088,00 TL mal ve hizmet alışı beyan etmesine rağmen 3.330.999,00 TL mal satıldığının beyan edildiği, mal aldığı firmalardan bir kısmı hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, şahsın ortağı olduğu … Ltd. Şti. hakkında da olumsuz tespitlerin bulunduğu tespitlerine yer verilmiştir. Ayrıca, davacının bu mükelleften 2010/7 döneminde fatura temin ettiği, mükellefin 2010 yılı katma değer vergisi beyannamelerini verdiği ancak tahakkuk eden vergileri ödemediğinin bildirildiği görülmüştür.
Bu durumda, mükellefin 2006 takvim yılından itibaren bir büro ve birden fazla şube açarak bunları kısa sürede terk etmesi, 2008 ila 2011 yılları arasında hiç işçi çalıştırmadan, yeteri kadar malzeme, makine ve cihazı yokken yüksek tutarlı hasılat beyanında bulunması, merkez ve şube işyerlerinin çoğunlukla kapalı olması ve 2006 yılından itibaren hakkında sahte belge düzenlediğine yönelik yapılan ihbarlar bulunması, mükellefin 2006 ve 2007 Ba-Bs formunu vermemesi, 2006-2011/1-8 dönemine ilişkin olarak 25.066.597,00TL mal ve hizmet alışı beyan etmesine rağmen mükellefe mal ve hizmet satanların beyanlarının 7.299.438,00TL olması, davacının beyan ettiği Ba-Bs formları ile bu mükelleften alış yapan ya da mükellefe satış yaptığını beyan eden mükellefler arasında farklılıklar olması hususları değerlendirildiğinde bu mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimine dayanmadığı sonucuna varıldığından bu mükellef tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.