Danıştay Kararı 4. Daire 2016/20969 E. 2020/3908 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/20969 E.  ,  2020/3908 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20969
Karar No : 2020/3908

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2012/1,3 ila 12 dönemlerine ilişkin bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi ve mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura aldığı mükellef hakkında tanzimli vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, söz konusu mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte belge niteliğinde olduğunu ortaya koyacak nitelikte yeterli tespit içerdiğinden, bahsi geçen faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası hakkında ise cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılmayacağı yolundaki genel ceza hukuku ilkesi uyarınca davacı adına özel usulsüzlük cezasının kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası hakkında ise davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu tespitinin yapıldığı, dolayısıyla sahte olduğu belirtilen söz konusu faturalar nedeniyle herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası yapılmadığından, fatura içeriğinde yer alan bedellerin ödenmiş olması da düşünülemeyeceği dikkate alındığında mevcut olmayan bir ödemenin banka veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılmasının aranamayacağı dikkate alındığında inceleme konusu faturalar nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : İncelemenin eksik ve yetersiz yapıldığı, sahte fatura düzenleyicisi olduğu belirtilen mükelleften yapılan alışların gerçek olduğu ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacı adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle, KDV tarhiyatlarına ilişkin kısmının …, mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ise …’in karşı oyları ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2012/1,3 ila 12 dönemlerine ilişkin 1 kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin, kağıt ve mukavva toptan ticareti faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 19/01/2009 tarihinde işe başladığı 30/10/2013 tarihinde re’sen terkin edildiği, şirketin 19/01/2009 tarihinde 50.000,00-TL sermaye ile kurulduğu, şirketin tüm hisselerinin 2013 yılında şirket müdürü …’ya devredildiği, şirketin iş yeri adresinde yapılan 26/01/2009 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinde muhtelif demirbaş bulunduğu ve 40.000,00-TL değerinde emtia bulunduğu, işçi çalışmadığı; 14/09/2009 tarihli yoklamada, iş yerinde 5.000,00-TL tutarında emtia bulunduğu, muhtelif demirbaş bulunduğu; 22/04/2011 tarihli yoklamada, iş yerinin 75 metrekare olduğu, işçi çalışmadığı, stokta 2 ton kağıt bulunduğu, işyerinde muhtelif demirbaş bulunduğu yönünde tespitlerin yer aldığı, mükellefin 2009 ila 2012 yılları kurumlar vergisi beyannamelerini verdiği ve 2009 yılı dışında matrah beyan ettiği, 01/2009 ila 08/2013 dönemleri KDV beyannamelerini verdiği, 2009/1 ila 4 dönemleriyle 2010/1 ila 4 KDV beyannamelerini matrahsız verdiği, 2009 ila 2013 yılı beyannamelerini verdiği, bir kısmı matrahsız olmak üzere 2009 ila 2013 yılları geçici vergi beyannamelerini verdiği, 2009 ila 2013 yıllarına ilişkin defter tasdik bilgilerinin olmadığı, mükellefin katma değer vergisi matrahı olarak 2011 yılında 1.487.502,89-TL, 2012 yılında 1.974.101,55-TL beyan ettiği, 2011 yılı mal satışı 1.596.222,00-TL, 2012 yılı mal satışının 1.545.806,00-TL beyan ettiği, 2012 yılı mal alışının 1.723.692,00-TL olduğu ve mükellefin mal alışı yaptığı mükelleflerin çoğu hakkında vergi tekniği raporu bulunduğu ile ilgili tespit ve değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmıştır.
Yukarı yer verilen tespitler doğrultusunda adı geçen şirketin vergi beyannamelerini verdiği, şirketle ilgili yapılan yoklamalarda iştigal ettiği işle ilgili emtialarının tespit edilmesi ayrıca ilgili dönemde faaliyeti bulunmadığının somut verilerle ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığından, mahkeme kararının redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Davacı adına, faturalara ilişkin ödemelerin banka ve benzeri finans kurumu aracılığı ile yapılmadığından bahisle 213 sayılı Kanunun mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Kanunun mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kuralı bağlanmıştır.
Öte yandan tevsik zorunluluğunun amacı 310 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde “……. Ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi …….” olarak açıklanmış ve Mali İdare’de belli tutar üzerindeki tahsilat ve ödemeleri kontrol altında tutarak, ticari işlemler ve finansal hareketlere taraf olanları izleyerek, vergilendirmeyi ilgilendiren mali olayları, kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespite çalışmaktadır. Böylece kayıt dışı işlemlerin kayıt ıaltına alınması, para hareketlerinin kontrolü ile denetlenebilir kılınmıştır.
Uyuşmazlıkta davacı mükellefçe ihtilaflı dönemde yapılan bir kısım alışlar sahte belgeye dayandırılsa da, sahte olduğu belirtilen faturalar içeriği emtiaların gerçekte alındığı ancak ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla gerçekleştirildiğine ilişkin somut bilgi ve belgenin sunulmadığı anlaşılmakla kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlar ile VUK 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hüküm fıkrasının onanması yolundaki Dairemiz kararına katılmakla birlikte, Mahkeme kararının ihtilaflı VUK’un mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.