Danıştay Kararı 4. Daire 2016/20627 E. 2020/4373 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/20627 E.  ,  2020/4373 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20627
Karar No : 2020/4373

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Matbaa Makine ve Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden 2010/ 5 ila 12 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura kullandığı … Vergi Dairesi mükellefi … Kağıtçılık Ve Karton Rek. Yay. Mak. San. Ve Tic. Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporundaki tespitlerin, faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, sayısal verilerin kullanılması dışında sahte fatura düzenleme faaliyetinin somut olarak ortaya konulamadığı, davacı hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporuna istinaden indirim konusu katma değer vergilerinin reddi suretiyle ilgili dönemler için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idarece, vergi inceleme raporu ile yapılan somut tespitlere dayanılarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin hukuka uygun ve yerinde olduğu, davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Kağıtçılık ve Karton Rek. Yay. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellef kurumun kırtasiye ürünleri toptan ticareti faaliyetinde bulunmak üzere 20/08/2008 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 29/03/2012 tarihi itibariyle mükellefiyetinin re’sen terk edildiği, bilinen adresine gönderilen 12/02/2013 tarihli defter ve belge isteme yazısının adres boş ve kapalı olduğu ve şirket tanınmadığı için tebliğ edilemediği, mükellef kurum yetkilisinin mernis kayıtlarından tespit edilen adresine gönderilen defter ve belge isteme yazısının adres sürekli kapalı olduğundan tebliğ edilemediği, 28/08/2008 tarihli işe başlama yoklamasında; toptan kağıt ürünleri alım satımı işiyle iştigal ettiği, işyerinin 200 m² olduğu, 26/06/2009 tarihli yoklamada aynı adreste faaliyette olduğu, aylık net 450,00TL kira ödediği, işçi çalıştırmadığı, 20/05/2010 tarihli yoklamada faaliyette olduğu, aylık 200,00TL kira ödediği, 2 işçi çalıştırıldığı, işyerinin 200 m² olduğu, adres değişikliği nedeniyle 04/01/2011 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin aylık kirasının 75,00TL olduğu, 1 işçi çalıştırıldığı, ofis olarak kullanıldığı, 2012 yılında işyeri adresinde yapılan yoklamalarda mükellef kurumun adreste olmadığı, adresin boş ve kapalı olduğu, tanınmadığı hususlarının tespit edildiği, mükellefin 2009 yılında toplam 13.636.872,26 TL KDV matrahı beyan ettiği, diğer mükellefler tarafından ise, aynı yılda mükelleften toplam 13.881.539,00TL tutarında alış bildirildiği, mükellef kurumun Ba formuyla 13.734.653,00TL mal ve hizmet alımı bildirdiği, ancak mal ve hizmet alınan mükelleflerin büyük çoğunluğunu karşılık Bs vermediği ve bir çoğu hakkında olumsuz tespitler olduğu, mükellef kurumca 2010 yılında toplam 5.196.609,68TL KDV matrahı beyan edildiği, diğer mükellefler tarafından mükelleften aynı yıl toplam 4.449.382,00TL alış bildirildiği, mükellef kurumun aynı yıl mal aldığını bildirdiği firmaların bir kısmı hakkında olumsuz tespitler olduğu, mükellef kurum ortaklarından … ile …’nun ortağı olduğu şirketler hakkında olumsuz tespitler bulunduğu ve sahte fatura düzenleme ve kullanmadan dolayı özel esaslara alındıkları, mükellef kurumun vadesi geçmiş toplam 1.007.813,06TL borcu olduğu, ödenen toplam vergi aslının ise 9.863,69TL olduğu, mükellef kurumun deposu ve motorlu taşıtı olmadığı, 200 m² büyüklüğünde, deposu bulunmayan, motorlu taşıtı olmayan, bir kaç işçi çalıştıran, yapılan yoklamalarda kendisine ulaşılamayan mükellef kurumun bu kadar yüksek tutarda matrah beyan etmesinin ticari ve teknik icaplara uymadığı, tüm bu hususların değerlendirilmesinden mükellef kurumun kuruluş tarihi olan 20/08/2008 tarihinden itibaren düzenlediği satış belgelerinin gerçek anlamda ticari faaliyet sonucu düzenlenmediği, komisyon karşılığı düzenlenmiş sahte belgeler olduğu sonucuna varıldığının belirtildiği görülmüştür.
Yukarıda yer alan tespitler ve davacı hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde; mükellefin beyan ettiği katma değer vergisi matrahlarıyla diğer mükelleflerin Ba bildirimleri arasında uyumsuzluk çok önemli tutarda bulunmamakla birlikte mükellefin belirtilen ciroları yapacak ticari organizasyonu, yeterli işçisi, deposu, şubesi, motorlu araç kaydı ve emtiası olmadığı, mal ve hizmet alımında bulunulduğu bildirilen mükelleflerin karşılık Bs vermediği, verilenler hakkında da olumsuz tespitlerin bulunduğu, mükellef kurum ortaklarından … ile …’nun ortağı olduğu şirketler hakkında olumsuz tespitler bulunduğu göz önüne alındığında; anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenmiş faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşıldığından davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.