Danıştay Kararı 4. Daire 2016/20354 E. 2020/3699 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/20354 E.  ,  2020/3699 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20354
Karar No : 2020/3699

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında 2009 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle katma değer vergisi indirimlerinin reddi ile üç kat vergi ziyaı cezalı olarak 2009/1,2,3,5,9 ve 12. dönemlerine ilişkin katma değer vergisi tarhiyatı ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi ve mükerrer 355/1-1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 2009 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerin istenilmesine ilişkin yazının davacının ikamet adresinde eşine tebliğ edilmesine karşın defter ve belgelerin ibraz edilmediği, ilgili döneme ilişkin defter ve belgelerin davacının işyeri adresinin yanından geçen derenin sağanak yağış sebebi ile taşması sonucu meydana gelen su baskınında zayi olduğu durumunun itfaiye tarafından da tutanak altına alındığı, yapılan ara karar ile defter ve belgelerin zayi olduğuna ilişkin herhangi bir zayi belgesinin olmadığı ve müracaatta da bulunulmadığının tespit edildiği, böylece davacının defter ve belge ibraz etmemek için ortada kabul edilebilir bir mücbir sebebinin bulunmadığı anlaşılmakla, ilgili dönem katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan bir kat cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında ve 213 sayılı Vergi Usul Kanun’un mükerrer 355/1. maddesi uyarınca defter ve belge ibraz etmeme nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı; matrah farkının davacının katma değer vergisi beyannamesinde bildirdiği indirimlerinin kabul edilememesi suretiyle tespit edildiği, harici bir araştırma yapılmadığından kesilen cezanın vergi aslının bir katını aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; anılan Kanun’un 353. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası hakkında ise, söz konusu cezanın kesilebilmesi için öncelikle maddede belirtilen belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerektiği, olayda ise gerçek satıcıların tespitine yönelik bir araştırma ve saptamanın mevcut olmadığı, idari cezalar için de geçerli olan, cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları ile oluşmuş bulunduğu söylenemeyeceğinden davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Defter ve belgelerin işyerini su basması ve ticari kayıtların bu su baskınında zarar görmesi nedeniyle idareye sunulamadığı, bu duruma ilişkin olarak itfaiye ekiplerinin müdahalesini gösteren tutanağın mahkemeye sunulduğu, dolayısıyla ticari kayıtların ibraz edilememesinin mücbir sebepten kaynaklandığının ispat edilmesine rağmen cezalı katma değer vergisi tarhiyatında ve defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuku uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davacının bir takım alışlarını sahte faturalara dayandırarak bu faturalar konusu katma değer vergilerini indirim konusu yaptığının tespit edildiği, tarhiyatların ve kesilen cezaların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile defter belge ibraz etmeme nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasının bir katını aşan kısımları yönünden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, diğer temyiz istemlerinin reddi ile kararın diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının ve davalı idarenin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü iddialar, temyiz konusu kararın vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatları ile özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Mahkeme kararının üç kat vergi ziyaı cezasının tek kat uygulanması gerektiğine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş olup, Kanunun 30. maddesinin 2. fıkrasının 3. bendinde de, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defter ve belgelerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi hali re’sen takdir nedeni olarak sayılmış, 13. maddesinin 2. bendinde; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler mücbir sebep olarak kabul edilmiştir.
213 Sayılı Kanunun 253. maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle, üçüncü kısımda yazılı vesikaları ilgili bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmek zorunda olduğu, 256. maddesinde, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arzetmek zorunda olduğu, 359. maddesinin (a) bendinin 2 nolu alt bendinde ise, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananların kaçakçılık fiilini işledikleri, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin bu fıkra hükmünün uygulamasında gizleme olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Kanunun 341. maddesinde, “vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder” şeklinde tanımlanmış, 344. maddesinde ise, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat olarak uygulanacağı, hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, davacının 2009 yılına ait defter ve belgelerinin işyerinin su basması nedeniyle zayi olduğunu belirtmesine rağmen, mahkemeye zayi belgesi sunmadığı, söz konusu su baskınına ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 68. maddesinin 4. fıkrası doğrultusunda zayi belgesi verilmesi istemiyle ilgili mahkemeye yapılmış herhangi bir başvurusunun veya mahkeme kararının da bulunmadığı sabit olduğundan, 213 sayılı Kanunun 359. maddesine ve 341. maddesinin 2. fıkrasına göre üç kat vergi ziyaı cezasının uygulanması gerekmekte olup, ihtilaflı dönemlere ilişkin olarak ziyaa uğratılan verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının, bir katından fazlaya ilişkin kısmını kaldıran Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
2. Temyize konu .. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatları ile özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısımlarının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının üç kat vergi ziyaı cezasının tek kat uygulanması gerektiğine ilişkin kısmının … ve …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Taraflarca temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, temyize konu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.