Danıştay Kararı 4. Daire 2016/20297 E. 2020/5721 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/20297 E.  ,  2020/5721 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20297
Karar No : 2020/5721

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; yeminli mali müşavir olan davacının yasal sorumluluğunun kapsamı içinde kayıtlara esas alınan belgelerin sahteliği nedeniyle ortaya çıkan vergi ziyaının yer almadığı, dolayısıyla kanunda öngörülen sorumluluğun kapsamı aşılmak suretiyle sahte fatura düzenleme fiilinden kaynaklanan vergi ziyaından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının sorumluluğunun mükellef adına kesinleşen vergi ve cezanın ödenmesine yönelik olduğu, yapılan işlemlerin hukuka uygun ve yerinde olduğu, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde, Maliye Bakanlığının vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu, bu hükme göre beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı öngörülmüştür.
30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18 Sıra No’lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde; sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirlerle ilgili takibatın yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İncelenen dosyada, dava konusu ödeme emrinin davacının bağlı bulunduğu Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü yerine mükellef şirketin bağlı olduğu Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlenmesi hukuka uygun olmadığından, dava konusu ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin davacının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından düzenlenmemesinin, esasa müessir bir hata olmadığı, dolayısıyla Dairemizce işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.