Danıştay Kararı 4. Daire 2016/20183 E. 2020/4645 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/20183 E.  ,  2020/4645 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20183
Karar No : 2020/4645

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2010/1,2,3,5,6,7 dönemlerine ilişkin bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ilgili dönemlerde davacının fatura aldığı İkitelli Vergi Dairesi mükellefi … Kimya Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediğinden anılan mükelleften alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirim olarak kabul edilmemesi suretiyle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının ihtilaflı dönemlerde hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleften fatura aldığı ve alınan faturaları yasal defterlerine kaydettiği hususunun tespit edildiği, sahte fatura kullanımı nedeniyle 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Davacının fatura aldığı mükellef hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre düzenlenen faturaların sahte olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Birincil formda poliamitler, üre reçineleri, melamin reçineleri vb. plastik ham maddelerin imalatı faaliyetiyle iştigal eden davacının 2010/1,2,3,5,6,7 dönemlerinde KDV dahil 245.003,40 TL tutarında fatura aldığı İkitelli Vergi Dairesi mükellefi … Kim. Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda özetle; 24/08/2009 tarihli yoklamada; iş yerinin 150 metrekare olduğu, 1.700,00 TL değerinde plastik ham madde emtiasının olduğu, 07/09/2010 tarihli yoklamada; faaliyetine devam ettiği, başka bir adreste şube ve deposunun bulunmadığı, iş yerinin toplam büyüklüğünün 90 metrekare ve iki katlı olduğu, iş yerinde ücretli çalışan olmadığı, 30/03/2011 tarihli yoklamada; şirketin yaklaşık bir ay önce iş yerinden ayrıldığı, 07/04/2011 tarihli yoklamada; iş yerinin kapalı olduğu, 16/05/2011 tarihli dilekçeyle başka bir adrese nakil gittiğinin bildirildiği, nakil gidilen adreste 04/05/2011 tarihli yoklamada; iş yerinin yaklaşık 20 metrekare olduğu, iş yerinde muhtelif büro malzemelerinin bulunduğu, çalışan bir kişi olduğu, belirtilen adreste plastik ham madde alım satımı işiyle iştigal edileceği, 12/05/2011 tarihli yoklamada; belirtilen adreste faaliyette olduğu, ancak iş yerinin kapalı olduğunun komşular tarafından beyan edildiği, komşuların beyanına göre içeride plastik faaliyetinin yürütüldüğüne ilişkin beyanda bulunulduğu, raporun tanzim tarihi itibarıyla vergi dairesine olan borcun 636.215,07 TL olduğu, 8.625,90 TL ödeme yapıldığı, gayrimenkul ve taşıt bilgisine rastlanılmadığı, defter tasdik ettirilmediği, 2009/8 ila 12 dönemlerinde beyan edilen KDV matrahının 1.944.449,00 TL olduğu, BS bildiriminde bir mükellefe 12 adet belge karşılığı 206.065,00 TL tutarında satış yapıldığının bildirildiği, BA bildirimine göre 58 adet belge karşılığı 1.380.113,00 TL tutarında mükelleften alım yapıldığının diğer mükellefler tarafından bildirildiği, 2009, 2010 ve 2011 hesap dönemlerinde sırasıyla 1.944.449,00 TL, 8.444.571,07 TL ve 4.447.054,75 TL KDV matrahı beyan edildiği, mükelleften mal alan firmaların ise aynı dönemlerde sırasıyla 1.657.877,00 TL, 7.021.142,00 TL ve 23.307.245,00 TL bildirimde bulunduğu, mükellefin mal alışı ve satışı yaptığı firmalar hakkında olumsuz tespitler, sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporları vs. bulunduğu, mükellefiyetinin re’sen terk ettirilmesinden sonra 2014 yılında mükelleften mal aldığını beyan eden bir firmanın bulunduğu, 2009/8 ila 2014 yılları arasında toplam beyan edilen KDV matrahının 14.866.074,82 TL olmasına karşılık mükelleften alındığı beyan edilen mal ve hizmetlerin KDV hariç tutarının ise 31.993.969,00 TL olduğu, şirket ortak ve yöneticilerinin sahte fatura düzenleyicisi firmalarda ortaklık veya yöneticiliklerinin bulunduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, yapılan yoklamalarda mükellefin iş yeri büyüklüğü ve tespit edilen emtia miktarına göre anılan hasılatı gerçekleştirebilecek fiziki kapasiteye sahip olmadığı, mükellefiyetin re’sen terk ettirilmesinden sonraki tarihte mükelleften fatura alındığının bildirilmesi, vergi borçlarının cüzi miktarlar haricinde ödenmediği, defterlerin tasdik ettirilmediği, KDV matrahları ile BA BS formları arasında yüksek tutarlarda uyumsuzluk bulunduğu, ortak ve yöneticilerinin sahte fatura düzenleyicisi firmalarda da ortaklık veya yöneticiliklerinin bulunduğu hususları dikkate alındığında, mükellefin uyuşmazlık konusu dönemlerde gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı ve davacıya düzenlemiş olduğu faturaların gerçek bir mal ve hizmet karşılığı düzenlenmediği anlaşıldığından, Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Vergi Mahkemesince yeniden verilecek kararda dava konusu özel usulsüzlük cezası yönünden de değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.