Danıştay Kararı 4. Daire 2016/19748 E. 2020/4246 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/19748 E.  ,  2020/4246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/19748
Karar No : 2020/4246

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Fikir Evi Tanıtım ve Yayıncılık Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2010/1,3,5,6,7,8,10,11 ve 12 dönemleri katma değer vergileri ile 2010/1 dönemine ilişkin kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı Şişli Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki tespitler faturaların sahte olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığından cezalı tarhiyatın söz konusu mükellefçe düzenlenen faturalara isabet eden kısmında ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk, davacıya fatura düzenleyen diğer mükellef hakkındaki tespitler incelendiğinde ise düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından ilgili mükellef tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın kabule ilişkin kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin 01/06/2008 tarihinde oto kiralama işi ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/12/2010 tarihinde faaliyetine son vererek mükellefiyetini terkin ettirdiği, 10/06/2008 tarihli açılış yoklamasında, işyerinin 50 m2 olduğu, 1 çalışanı ile muhtelif ofis malzemesi bulunduğu, 20/09/2010 tarihli adres değişikliği nedeniyle yapılan yoklamada, işyerinin 40 m2 olduğu ve yanında çalışan olarak eşinin bulunduğu, 01/03/2011 tarihli işi bırakma nedeniyle yapılan yoklamada işyerinin kapalı ve boş olduğunun tespit edildiği, 2012 ve 2013 yıllarında defter/belge ibraz yazısının tebliği için ikametgah adreslerine gidilmesine rağmen ilgili adreslerde bulunmadığından kendisine tebligat yapılamadığı ve bu nedenle defter belgelerinin incelenemediği, 2008 yılında 0,00 TL, 2009 yılında 592.646,50 TL, 2010 yılında 1.795.663,91 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği, 2010 yılı Bs bildirimi ile 1.529.666,00 TL’lik satış bildiriminde bulunduğu, ancak 2010 yılı için söz konusu mükelleften Ba bildirimi ile mal veya hizmet aldığını bildiren mükelleflerin 2.448.196,00 TL’lik alış bildiriminde bulunduğu, mükellefin 2010 yılı mal veya hizmet alış bildirimi 1.737.380,00 TL olmasına rağmen diğer mükelleflerce karşıt satış bildiriminde bulunulmadığı ve ayrıca 2010 yılı alışlarının yapıldığı 3 mükelleften 2’si hakkında vergi tekniği raporu bulunduğu diğerinin ise mükellefiyetinin 31/01/2009 tarihi itibariyle re’sen terkin edildiği, mükellefin ödenmemiş 73.228,63 TL vergi borcu bulunmasına rağmen hiç ödeme yapmadığı, 1250 adet fatura bastırdığı, kullanılmayan 424 adet belgenin iptali için başvuruda bulunduğu, iptal ettirmediği 826 adet fatura olduğu, düzenlediği faturalar bakımından yapılan karşıt incelemelerde fatura konularının çeşitlilik gösterdiği, araç kiralama faaliyeti dışında farklı faaliyetlere ilişkin düzenlenmiş faturalar bulunduğu, nezdinde inceleme yapılan kişilerce faturaların gerçeği yansıttığının beyan edildiği, muhasebecilerinin ifadelerinde mükellefin oto kiralama faaliyetinde bulunduğu, kendi aracının olmadığı ve dışarıdan araç kiralanarak film şirketlerine hizmet sunulduğunun beyan edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan tespitler değerlendirildiğinde, özellikle mükellefiyet tesis ettirdiği 2008 yılında 7 aylık faaliyeti süresince herhangi bir hasılat beyan etmemesine rağmen 2009 ve 2010 yıllarında yüksek miktarlı faturalar düzenlemesi ve akabinde işi bırakmasının ticari icaplara uygun olmadığı, satış beyanları ile diğer firmalarca bildirilen alış bildirimlerinin tutarsız olduğu, alış yaptığını belirttiği mükellefler hakkında olumsuz tespitler olduğu, adına kayıtlı herhangi bir kiralanacak araç bulunmadığı, oto kiralama faaliyetini başka firmalardan araç kiralayarak yürüttüğünü de tevsik edemediği dikkate alındığında, ilgili mükellefçe düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının anılan mükellef tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Ayrıca özel usulsüzlük cezası hakkında da yeniden bir değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.