Danıştay Kararı 4. Daire 2016/19528 E. 2020/3002 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/19528 E.  ,  2020/3002 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/19528
Karar No : 2020/3002

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Reklam Malzemeleri İthalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2013 yılında sahte fatura kullandığından ve 2012 yılı için yapılan tarhiyatlar nedeniyle 2012/12 döneminden devreden katma değer vergisi tutarının değiştiğinden bahisle 2013/1, 2, 3, 4, 5, 9 dönemlerine ilişkin olarak vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen katma değer vergilerinin ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 2012 yılına ilişkin katma değer vergisinin Mahkemelerinin … tarih ve E… , K:… sayılı ile kaldırıldığı, dava konusu tarhiyatların 2012/Aralık döneminden devreden katma değer vergisi tutarının değişmesi sonucu tarh edilen kısmının dayanağının kalmadığı, davacının ilgili dönemde fatura aldığı Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Metal Kimya ve Hırd. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun ve dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden düzenlenen faturaların sahte belge niteliğinde olduğunu ortaya koyacak yeterli tespit içermediği, kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının fatura aldığı firmanın sahte belge düzenlediğin ayrıntılı araştırmalar sonucu tespit edildiği, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar kararın özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin devreden katma değer vergisinin değiştiğinden bahisle gerçekleştirilen cezalı tarhiyatlara yönelik temyiz istemi yönünden;
Davacı adına 2012 yılı muhtelif dönemlerine ilişkin olarak gerçekleştirilen cezalı tarhiyatların kaldırılmasına karar veren … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı, Danıştay Dördüncü Dairesinin 16/09/2020 tarih ve E:2016/19527, K:2020/3001 sayılı kararı ile cezalı tarhiyatlara yönelik kısım yönünden bozulduğundan, devreden katma değer vergisine bağlı olarak tarh edilen uyuşmazlık konusu katma değer vergisi ile vergi ziyaı cezası hakkında da sözü edilen karar uyarınca yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı idarenin sahte fatura kullanıldığından bahisle gerçekleştirilen cezalı tarhiyatlara yönelik temyiz istemi yönünden ise;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya ilgili dönemde fatura düzenleyen Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Metal Kimya ve Hırd. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; 05/01/2011 tarihinde bina ve dış yapıların inşaat ve muhtelif tesisat işlerinin imalatı faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 12/01/2011 tarihli işe başlama yoklamasında iş yerinin 100 m2 olduğu ve büro olarak kullanıldığı, inşaat malzemelerinin ticaretine yönelik depo ve şubesinin olmadığı, 05/09/2012 tarihli yoklamada mükellefin depo veya şubesinin, emtiasının olmadığı, 05/08/2013 tarihli yoklamada adresin boş olduğu, mükellefin taşınmış olduğunun tespit edildiği, defter belge isteme yazısının 13/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak ibraz edilmediği, Ba formuyla 2011 yılında 3.242.351,00-TL, 2012 yılında 6.725.464300-TL alış yapıldığının beyan edildiği, mükellefe satış yapanların ise 2011 yılında hiç satış beyan etmediği, 2012 yılında ise toplam 5.926,00-TL satış beyan edildiği, mükellef tarafından 2011 yılında 3.512.020,69 TL, 2012 yılında ise 6.765.253,60 TL katma değer vergisi beyan edildiği, mükelleften alış yaptığını beyan edenlerin ise Ba formu ile 2011 yılında 3.753.812,00-TL, 2012 yılında ise 12.886.836,00-TL alış beyan ettiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin değerlendirilmesinden, anılan şirketin beyannamelerinde belirtilen hasılatı yapabilecek ticari organizasyona sahip olmadığı, yoklamalarda da bu hususun tespit edildiği, şirketin beyanları ile diğer mükelleflerin alış ve satış beyanları arasında önemli farkların bulunduğu açık olup, davacıya düzenlediği faturaların gerçeği yansıtmadığı, dolayısıyla Mahkeme kararının bu şirketten alınan faturalardan kaynaklı gerçekleştirilen cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, özel usulsüzlük cezasına ilişkin ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.