Danıştay Kararı 4. Daire 2016/18253 E. 2020/3882 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/18253 E.  ,  2020/3882 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18253
Karar No : 2020/3882

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına “şirket ortağı” sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emri içeriği borçların asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına … ve … no’lu ödeme emirlerinin düzenlendiği, … no’lu ödeme emrinin, şirketin kanuni temsilcisi olan …’ün adresinde 20/02/2014 tarihinde şirket ortağı olan eşine (davacıya) tebliğ edildiğinden ödeme emrinin … plaka/tutanak numarası ile takip edilen kısımları yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, asıl borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu ödeme emrinin, şirketin adresinin boş ve kapalı olması nedeniyle ilan tebliği yoluna gidildiği, şirket adına düzenlenen … no’lu ödeme emrinin şirketin kanuni temsilcisinin adresinde tebliğ edildiği, … no’lu ihbarnamelerin tebliğ zarfına da aynı adres yazılmak suretiyle şirketin kanuni temsilcisi olan …’e 20/09/2012 tarihinde dairede tebliğ edildiği, şirketin kanuni temsilcisinin belirtilen adresinin şirkete ilişkin işlemlerin tebliğinde vergi dairesince bilinen adres olduğunun açık olup, … no’lu ödeme emrinin bu adrese de tebliğ edilmeye çalışılması gerekirken, şirket adresinin boş ve kapalı olduğu gerekçesiyle yapılan ilanen tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığından şirket ortağından tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :… Vergi Mahkemesinin E:… ile E:… sayılı kararlarına istinaden düzenlenen ve mevzuat hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … sayılı ödeme emrinin dışındaki kısımlarıyla ilgili asıl borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu ödeme emrinin 28/06/2013 tarihinde şirket adresine gidilip adresin boş ve kapalı olduğuna dair tespitin iş merkezi yöneticiliği ve gelir uzmanı nezdinde yapıldığı, dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 20/02/2014 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde eşine tebliğ edilebildiği, ancak 2013 yılında da şirket müdürünün ikametgah adresinin bilinip bilinmediğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı görüldüğünden usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılan ödeme emrinin bu kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, bu ödeme emirleri bakımından davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … sayılı ödeme emrinin dışındaki kısımlarıyla ilgili asıl borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu ödeme emrinin 28/06/2013 tarihinde şirket adresine gidilip adresin boş ve kapalı olduğuna dair tespitin iş merkezi yöneticiliği ve gelir uzmanı nezdinde yapıldığı, buna göre ilanen tebliğ için kanunun aradığı şartların oluştuğu ve Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun şekilde ödeme emrinin tebliğ edildiğinin görüldüğü, dava konusu ödeme emrinin dayanağı asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 20/02/2014 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde eşine tebliğ edildiği, idarenin şirket adresinde tebliğ edilememesi durumunda yasal olarak şirket müdürünün adresini araştırmak gibi bir zorunluluğu bulunmakla birlikte daha önce şirketin adresinde bulunmadığı hususu usulüne uygun alarak ortaya konulduğundan ilanen tebliğden önce asıl borçlu şirketin lehine olarak kanuni temsilcinin ikamet adresine yapılan tebligatta hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunduğundan temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda belirlenen ödeme emri içeriği amme alacakları yönünden bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.