Danıştay Kararı 4. Daire 2016/17048 E. 2020/2808 K. 08.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/17048 E.  ,  2020/2808 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17048
Karar No : 2020/2808

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edindiği taşınmazların satışından elde ettiği hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararlarına istinaden re’sen tarh edilen 2011/1 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının 2010 yılında 2 adet, 2011, 2013 ve 2014 yıllarında 1’er adet olmak üzere toplamda 5 adet gayrimenkul satışında bulunduğu, davalı idarece söz konusu taşınmazların alım ve satımıyla ilgili taraflar nezdinde yeterince inceleme ve araştırma yapılarak davacının ticari organizasyon dahilinde faaliyet yürüttüğü yönünde somut bir tespitin ortaya konulamadığı, davacı tarafından 2006 yılında satın alınan arsanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhide verilmesi suretiyle elde edilen satışa konu taşınmazlar haricinde sadece bir adet taşınmaz satışının bulunduğu, dava konusu 2011 yılında yapılan satışın da kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden edinilmiş olan taşınmaz olduğu, bu nedenle sözleşmeye istinaden edinilen bağımsız dairenin satışının, servetin değerlendirilmesi, servetin biçim değiştirmesi niteliğinde olduğu ve ticari bir organizasyon dahilinde yapılmış satış olarak değerlendirilemeyeceğinden, dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 2010, 2011, 2013 ve 2014 yıllarında gayrimenkul satışlarından elde edilen kazancını beyan etmeyen davacının devamlılık arz eden bu satışlarından dolayı hakkında ticari kazanç yönünden mükellefiyet tesis edilerek takdir komisyonu tarafından belirlenen matrah üzerinden yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ve aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.