Danıştay Kararı 4. Daire 2016/165 E. 2020/4192 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/165 E.  ,  2020/4192 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/165
Karar No : 2020/4192

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Su Ürünleri Lokanta Hizmetleri Gıda Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden 2011/12 dönemi için res’en tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura kullandığı Antalya Vergi Dairesi mükellefi … Temizlik Hiz. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden, somut verilere dayalı yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan davacı adına düzenlenen faturaların sahte fatura olarak kabul edilmesi suretiyle re’sen cezalı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının 2011 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde hakkında … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunun düzenlendiği, raporda davacının Antalya Vergi Dairesi mükellefi … Temizlik Hiz. Ltd. Şti.’nden aldığı 3 adet sahte faturayı KDV indirimine konu ettiğinin belirtildiği, adı geçen mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğuna dair vergi tekniği raporunun bulunduğu, sahte faturalarda gösterilen katma değer vergileri Hazineye intikal etmediğinden bu tür faturalara dayanılarak KDV indiriminden yararlanılamayacağı, dolayısıyla cezalı KDV tarhiyatının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış fa…ı ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya fatura düzenleyen Antalya Vergi Dairesi mükellefi … Temizlik Hiz. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; şirketin 25/05/2011 yılında toptan gıda, temizlik, dekorasyon ve otel ekipmanları ticareti ile iştigal etmek üzere işe başladığı, 13/07/2012 tarihli yoklama fişiyle şirketin 06/07/2012 tarihinde başka bir adrese taşındığı ve gidilen adresin kapalı olduğu, 18/09/2012, 16/10/2012, 17/10/2012 tarihlerinde yeni adresinde yapılan yoklamada ise şirketin adresinde bulunmadığı, gidilen adreste başka bir mükellefin faaliyet gösterdiği hususlarının tespit edildiği, 06/06/2012 tarihinde yapılan yoklamada şirket müdürü tarafından şirketin uzun zamandır faaliyetinin olmadığı yönünde beyanda bulunulduğu, şirketin mükellefiyet kaydının 30/09/2012 tarihinde re’sen terkin edildiği, 22/08/2012 tarihli defter ve belge ibraz yazısının şirkete tebliğ edilemediği, 2011 yılı ve 2012 defterlerinin tasdiksiz olduğu, 2011 yılı KDV beyanlarına göre ödenecek KDV çıkmadığı, 2011 ve 2012 yıllarında bir işçi çalıştırdığı, vergi borçlarının ödenmediği, 2011 ve 2012 yıllarında yüksek ciro elde ettiği yönünden beyanlarının bulunduğu, 2011 yılı alışlarının büyük bir bölümünün sahte faturalardan oluştuğu, 2011 yılı Ba-Bs formlarının uyumsuz olduğu, şirket ortaklarının hisselerinin bulunduğu başka şirketler hakkında da sahte fatura düzenledikleri yönünde tespitler bulunduğu, şirket müdürünün şirketin uzun zamandır faaliyetinin bulunmadığı yönünde beyanı olmasına rağmen aynı dönemde şirketin fatura düzenlemeye devam ettiği tespitlerine yer verildiği görülmüştür.
Bu durumda, mükellefin 2011 ila 2012 yılları arasında bir işçi çalıştırarak, yeteri kadar malzeme, makine ve cihazı yokken yüksek tutarlı hasılat beyanında bulunması, açılış yoklaması dışında yapılan yoklamalarda işyerlerinin kapalı olması, alış yaptığını bildirdiği mükellefler hakkında sahte fatura düzenlmekten vergi tekniği raporu bulunması, vergi borçlarının ödenmemesi, yüksek miktarda vergi matrahı beyan edilmesine rağmen ödenecek KDV beyan edilmemesi, şirket ortaklarının başka şirketlerinde ortağı olması ve bu şirketler hakkında sahte belge düzenlemekten raporlar bulunması, şirket müdürü Recep Yılmaz’ın şirketin uzun zamandan beri gayrifaal olduğu beyanına karşılık şirketin fatura düzenlemeye devam etmesi hususları değerlendirildiğinde bu firma tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimine dayanmadığı sonucuna varıldığından bu mükellef tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.