Danıştay Kararı 4. Daire 2016/15556 E. 2020/4338 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/15556 E.  ,  2020/4338 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15556
Karar No : 2020/4338

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı … Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Ankara Büyükşehir Belediyesinden ihale yoluyla satın aldığı bağımsız bölüm için tahsil edilen katma değer vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve… sayılı işlemin iptali ve söz konusu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; Ankara Büyükşehir Belediyesinden ihale yolu ile satın alınan taşınmaz, adı geçen belediyenin mülkiyetinde iki yıldan fazla kaldığından söz konusu teslimin katma değer vergisinden istisna tutulması gerektiği, verginin mevzuunda hata yapıldığı, bu nedenle düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, tahsil edilen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, usul yönünden, dava konusu olayda katma değer vergisi mükellefinin davacı değil, taşınmaz satışını gerçekleştiren belediye olduğu, davacının menfaatlerini ihlal eden veya kişisel haklarını etkileyen bir idari işlem bulunmadığı, açık bir vergi hatasından bahsedilemeyeceği için düzeltme şikayet yoluna gidilemeyeceği; esas yönünden, Ankara Büyükşehir Belediyesince yapılan dava konusu gayrimenkul satışı ticari mahiyet taşıdığından 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki istisna hükmünden yararlanılamayacağı belirtilerek temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde “Hesap hataları”, 118. maddesinde ise “Vergilendirme hataları” sayılmak suretiyle belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesine ait iken ihale yoluyla satın aldığı taşınmazın 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesi uyarınca katma değer vergisi istisnası kapsamında olduğundan bahisle tahsil edilen verginin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle şikayet başvurusu yapılmış ise de, davalı idare tarafından bu başvurunun reddedildiği, açılan davada Vergi Mahkemesince, ihale yolu ile satın alınan taşınmazın belediyenin mülkiyetinde iki yıldan fazla kalması nedeniyle katma değer vergisi istisnası kapsamına girdiği belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü davacının ihale yoluyla aldığı taşınmaza ilişkin olarak satış işleminin katma değer vergisinden istisna tutulup tutulamayacağının ortaya konulmasına bağlı olup, söz konusu taşınmaz alımının istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hukuki yorum gerektirdiğinden, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, ancak tahakkuk işlemine karşı süresi içerisinde açılan davada incelenmesi mümkündür. Dolayısıyla, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında incelenmesi mümkün olmadığından, iade talebinin esası incelenmek suretiyle davanın kabulü yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Davacı tarafından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait iken ihale yoluyla iktisap olunan taşınmaza ilişkin ödenen katma değer vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve söz konusu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde de ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükmüne yer verilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin 1. fıkrasının 3-d bendinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisinin konusunu teşkil eden işlemlerden olduğu; aynı Kanunun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlığını taşıyan 17. maddesinin 4-r bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, Ankara Büyükşehir Belediyesinin mülkiyetinde bulunan … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde bulunan … Blok … numaralı taşınmazın 08/05/2014 tarihinde yapılan ihale sonucunda alındığı, söz konusu satış işlemi nedeniyle tahsil edilen 119.000,00 TL katma değer vergisinin istisna kapsamında olduğu iddiasıyla yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve anılan tutarın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın esası, iki yıldan fazla süre Ankara Büyükşehir Belediyesinin mülkiyetinde kalsada ihale yoluyla satılması durumunda katma değer vergisi istisnası kapsamında olup olmadığına ilişkindir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden; 3065 sayılı Kanunun 1/1/3-d bendinde müzayede mahallinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu genel kuralı düzenlenmiş; aynı Kanunun 17/4-r bendinde ise bu genel kurala, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmazlarının (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna edilmesi suretiyle istisna getirilmiş olup; maddenin lafzından anlaşılan ve iki tam yıl süreyle elde tutulan taşınmazın satışının artık ticari nitelikte olmayacak olması ile ticari kazancın vergilendirilmesi amacı göz önünde bulundurulduğunda bu istisnanın, müzayede mahallinde yapılan satışlarda, taşınmazın alıcısı değil, satıcısı bakımından, ya da alacaklı bankanın kendisine yapılan devir ve teslimler için öngörüldüğü açıktır.
Dava konusu olayda ise satışın ihale mahallinde olduğu ihtilafsız olup, genel kural kapsamında katma değer vergisine tabi bu işlemin; satıcı bakımından öngörülen istisnanın alıcıya geçtiği varsayımı ve genel kuralın kıyas yolu ile kaldırılması suretiyle katma değer vergisinden müstesna tutulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.