Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/15254 E. , 2020/4318 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15254
Karar No : 2020/4318
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, işe başlamanın zamanında bildirilmemesi nedeniyle 2014 yılına ilişkin olarak 213 sayılı V.U.K. 352/1-7 maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezası ile 2014/7-9 dönemine ait geçici vergi ve 2014/9 dönemine ait katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeni ile 213 sayılı V.U.K. mük. 355/1-1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali, vergi mükellefiyetinin kapatılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; … tarihli ara karar ile davalı idareden, tesis edilen re’sen mükellefiyete dayanak alınan ve ilgili dönemlerde faaliyeti olduğuna dair davacı nezdinde düzenlenen tüm yoklama fişlerinin istenildiği, ayrıca … Mahallesi … Sokak … No:… …/… adresinde …’ın telefon tamiri iştigal konusunda mükellefiyeti var ise …’ın kardeşi olan davacı nezdinde tekrar mükellefiyet açılmasının nedeninin sorulduğu, idare tarafından sunulan belgelerin incelenmesinden, davacının ilgili adreste 26/09/2014 tarihinden itibaren sigortalı olarak çalıştığı ve işyeri ile ticari bir ilişkisinin olmadığı tespitlerinden hareketle davacı nezdinde açılan re’sen mükellefiyetin 26/09/2015 tarihinde re’sen terkin edildiğinin belirtildiği, bu durumda davacının mükellefiyet tesis tarihinden itibaren herhangi bir faaliyetinin olmadığı, anılan işyerinde mükellef olarak davacının abisi …’ın faaliyette bulunduğu, davacının ise sigortalı olarak çalıştığı, tüm bu verilerden hareketle davacı adına sehven mükellefiyet tesis ettirildiği, kaldı ki davalı idare tarafından da bu husus belirtilmek suretiyle açılan mükellefiyetin 26/09/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği anlaşıldığından, işe başlamanın zamanında bildirilmemesi ile geçici vergi ve katma değer vergisi beyannamelerinin süresinde verilmemesi nedeni kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında yasal isabet görülmediği, davacı adına tesis edilen mükellefiyetin kapatılması istemi yönünden de; olayda, dava dosyasında davacı tarafından mükellefiyet kaydının kapatılması talebiyle yapılmış bir başvuru ve bu başvurunun zımnen veya yazılı olarak reddedildiğini gösterir bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, Mahkemelerin idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı vermeyecekleri hükmü karşısında ortada dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın bu kısmının incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarece yapılan işlemlerde herhangi hukuka aykırı bir hususun bulunmadığı, davanın reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kararın aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, işe başlamanın zamanında bildirilmemesi nedeniyle 2014 yılına ilişkin olarak 213 sayılı V.U.K. 352/1-7 maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezası ile 2014/7-9 dönemine ait gelir geçici vergisi ve 2014/9 dönemine ait katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeni ile 213 sayılı V.U.K. mük. 355/1-1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali ve mükellefiyet kaydının kapatılması istemiyle açılan davada verilen kısmen kabul, kısmen incelenmeksizin ret kararının kabule ilişkin kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 11/09/2014 tarihli davacı nezdinde tutulan tutanakta, davacının 06/09/2014 tarihinden itibaren telefon tamiri faaliyetiyle iştigal etmeye başlamasına rağmen, henüz ilgili vergi dairesine bildirimde bulunmadığının kendi beyanı ile tespit edildiği, bu tutanağa istinaden davacının mükellefiyet kaydının açıldığı, 25/11/2014 tarihli yoklamada ise, belirtilen adrese gidildiği, adreste …’ın olduğu, …’ın davacının abisi olduğu, davacı …’ın adreste sigortalı olarak çalıştığı, bunun haricinde işyeri ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı ve davacının belirtilen adreste 27/09/2014 tarihinden itibaren SGK’lı olarak çalıştığının beyan ile tespit edilmesinin üzerine bu yoklamaya dayalı olarak davacı hakkında re’sen açılan mükellefiyet kaydı re’sen terk ettirilmişse de, davacının 11/09/2014 tarihinde kendi beyanıyla telefon tamiri işiyle iştigal etmeye başladığını beyan etmesinden sonra 27/09/2014 tarihinde SGK’ya girişinin yapıldığının görüldüğü, ayrıca 20/03/2015 tarihli yoklamada da, belirtilen adreste …’ün faaliyetini sonlandırdığı ve ilgili adreste davacının faaliyette olduğunun tespit edilmesi üzerine 01/04/2015 tarihinde tekrar mükellefiyetinin açılışının yapılmış olduğu dikkate alındığında, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu düşünüldüğünden, kararın kabule ilişkin kısmının da bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.