Danıştay Kararı 4. Daire 2016/15038 E. 2020/4198 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/15038 E.  ,  2020/4198 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15038
Karar No : 2020/4198

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. … (Aynı Yerde)

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Taşınmaz satışına dayalı ticari kazancın kayıt ve beyan dışı bırakıldığı gerekçesiyle davacı adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2011 yılı gelir vergisi, 2011/1-3,4-6,10-12 dönemleri gelir geçici vergileri, 2011/3,6,10 dönemleri katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; gelir vergisi ile bu vergi ve gelir geçici vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarına ilişkin olarak; davacı tarafından katlanılan maliyet unsurlarının tespiti amacıyla, davacının taşınmazları satın aldığı kişilerin karşıt inceleme yoluyla beyanlarına başvurulmadığı, genel kriterlere atıfla, 2011 yılındaki satışların tapuda beyan edilen toplam tutarının belli bir yüzdesinin safi kazanç kabulü suretiyle belirlendiği, matrah tespitinin 213 sayılı Kanunun 134. maddesinde öngörülen amaca aykırı olduğu; gelir vergisinin, gelir vergisi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının ve asılları aranmayan gelir geçici vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmış, uyuşmazlığın katma değer vergilerine ve bu vergilere bağlı kesilen vergi ziyaı cezalarından kaynaklanan kısmına ilişkin olarak; davacının 2011/3 döneminde herhangi bir taşınmaz satışı bulunmadığı; bu döneme ilişkin salınan katma değer vergisinde ve bu vergi üzerinden hesaplanan vergi ziyaı cezasında yasaya uyarlık bulunmadığı, 2011/10 döneminde satılan arsa vasfındaki taşınmazların satış bedellerinin toplamı matrah olarak kabul edilerek, söz konusu matrah üzerinden %18 oranında hesaplanan katma değer vergisinde ve bu vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında yasaya aykırılık bulunmadığı, 2011/6 döneminde satılan taşınmaz için, tapuda beyan edilen satış bedelinin aynen matrah takdir edildiği, ancak, satışın tabi olduğu katma değer vergisi oranı konusunda idari bir tespite dayanılmaması nedeniyle, katma değer vergisinin %1’i aşan kısmında yasaya uyarlık; %1’lik kısmında yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış, uyuşmazlığın gelir geçici vergilerinden kaynaklanan kısmına ilişkin olarak; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesi uyarınca, mahsup döneminin geçmesi nedeniyle, gelir geçici vergileri aslı yönünden işlem (tahakkuk) yapılmadığı ve sadece aslı aranmayan vergi miktarları üzerinden bir kat vergi ziyaı cezaları kesildiği, dolayısıyla, davanın geçici gelir vergilerine yönelik kısmının incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın kısmen kabulüne ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu davacının satışlarının ticari olduğu, katma değer vergisi ve gelir vergisi tarhiyatında hukuka aykırılı bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının, …’in karşı oyu ve oyçokluğu ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde ise, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazançların ticari kazanç sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 2011 yılında 5 adet taşınmaz satışı yaptığı; davacı nezdinde düzenlenen 24.10.2014 tarihli tutanağa istinaden, Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı yazısında, “davacının 2011 yılındaki satışlarının satış sayısındaki çokluk sebebiyle ticari kazanç yönünden değerlendirilmesi, 2011 yılında ilk satış tarihi olan 20.6.2011 tarihi itibariyle ticari kazanç mükellefiyeti açılarak son taşınmaz satış tarihi olan 21.10.2011 tarihi itibariyle mükellefiyet kaydının kapatılması” gerektiğinin belirtildiği; mezkur tutanak ve yazı esas alınarak, takdir komisyonu tarafından 2011 yılı için gelir vergisi, gelir geçici vergileri ve katma değer vergilerinin matrahlarının takdir edildiği; takdir komisyonu kararlarına göre, 2011/1-12 dönemi gelir vergisi matrahının, genel nitelikteki kriterlere atıfla, 18.400 TL olarak belirlendiği, 18.400 TL’nin tapuda beyan edilen toplam satış bedeli olan 92.000 TL’nin %20’sine tekabül ettiği anlaşılmıştır.
Davacı, 2008 ve 2010 yıllarında edindiği 5 taşınmazı 2011 yılında satmış olup; birden fazla yılda çok sayıda alış ve satışının olduğu göz önüne alındığında, işlemlerin ticari amaçla yapıldığı, satışların ticari olduğu görüşüyle hakkında re’sen tarhiyat yapılmasında ve gelir vergisi matrahının tapuda beyan edilen toplam satış bedeli üzerinden, mükellefin yaptığı iş, taşınmazın emsalleri, piyasa şartları, Ankara Tüketici Endeksleri, asgari hayat standartları değerlendirilerek hesaplandığı anlaşıldığından, gelir vergisi ile gelir geçici vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararının, gelir vergisi ile gelir geçici vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.