Danıştay Kararı 4. Daire 2016/15034 E. 2020/3224 K. 24.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/15034 E.  ,  2020/3224 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15034
Karar No : 2020/3224

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Demir Çelik İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2009/6,10 ve 11 dönemleri katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı …Vergi Dairesi mükellefi Tasfiye Halinde …Petrol Ürünleri Tur. İnş. Ltd. Şti.’nin bir kısım akaryakıt alış ve satışlarının gerçek olduğu yönünde ihtilaf bulunmaması, davacıya fatura düzenlediği 2009 yılının Mayıs, Haziran ve Ekim aylarında hem merkez hem şube işyerlerinde faal olduğunun tespit edilmiş bulunması, işçi çalıştırması, fatura içeriği emtianın davacının faaliyet alanıyla uyumlu olması ve davacının ödemeleri bankalar aracılığıyla yapmış olması hususları dikkate alındığında davacı adına düzenlenen faturaların gerçek bir mal karşılığına dayanmadığı konusunda somut bir tespitin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kullanılan faturaların sahte olduğu ve yapılan tarhiyatlar ile kesilen cezaların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı Tasfiye Halinde …Petrol Ürünleri Turizm İnşaat Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 14/07/2014 tarih ve 2014-A-2146/32 sayılı Vergi Tekniği Raporunda; …Vergi Dairesi mükellefi iken 02/04/2009 tarihinde …Malmüdürlüğünün, 05/06/2009 tarihinde ise Yenimahalle Vergi Dairesinin mükellefi olan şirketin akaryakıt istasyonu faaliyetinde bulunmakta iken 09/08/2011 tarihinde tasfiye edilerek tüzel kişiliğinin sona erdiği, defter ve belge isteme yazısının kanuni temsilcilere ulaşılamaması nedeniyle tebliğ edilemediği ve incelemenin tarh dosyası Gelir İdaresi Başkanlığı Yönetim Bilgi Sistemi üzerinden yapıldığı, 2009 yılı kurumlar vergisi ve katma değer vergisi beyannamelerinin verildiği, şirketin … ve … ortaklığında kurulduğu, …’ın başka şirket ortaklığının bulunmadığı, …’nun ise bir şirkette daha ortaklığının bulunduğu, 13/10/2008 tarihinde tüm hisselerin … ve …’e devredildiği, şirket müdürü olan …’un başka bir şirket ortaklığı bulunmadığı, …’in ise ortak olduğu 2 şirketin daha bulunduğu ve bu şirketler hakkında olumsuz tespitler mevcut olduğu, 25/08/2008, 07/04/2009, 02/06/2009,10/06/2009 tarihlerinde adres değişikliği yapıldığı ve bu değişikliklerin Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği, şirketin merkez adresi olan … Cad. … Sok. …/… adresinde 09/07/2009 tarihinde yapılan yoklama ile adresin şirketin irtibat merkezi olduğu, satış istasyonu olarak … Mah. …/…adresinde akaryakıt istasyonu faaliyetine devam ettiği, merkez adreste işçi çalıştırılmadığı, istasyon olan şubede ise 2 işçi çalıştırıldığının beyan edildiği, 30/10/2009 tarihli yoklama ile faaliyete devam edildiği, iş yerinin büro olarak kullanıldığı, …’da akaryakıt istasyonu bulunduğunun beyan edildiği, 29/04/2010 tarihli yoklama ile adrese müteakip defalar gidilmesine rağmen iş yerinin mesai saatlerinde sürekli kapalı olduğu, iş yerine bırakılan görüşme mektubuna riayet edilmediği ancak adrese ara sıra gelindiği, 12/05/2010 tarihli yoklama ile adreste faal olunduğu, adresin ofis olarak kullanıldığı, akaryakıt satışının yapıldığı, ancak yoklama tarihinde satışlarının bulunmadığı, Ticaret Sicili Gazetesi’nden yapılan sorgulamada şirketin …’da iki adet şubesinin bulunduğu, şubelerden birinin 26/02/2009 tarihinde kapatıldığı, şube iş yeri adresinde 03/07/2009 tarihinde yapılan yoklama ile petrol ürünleri perakende satışının yapıldığı, 4 adet pompa mevcut olduğu, 3 adet pompanın faal olduğu, 2 işçi çalıştırıldığı, 15/12/2009 tarihli yoklama ile mükellefin faaliyetini 04/12/2009 tarihinde sonlandırdığı, adreste başka bir mükellefin bulunduğunun tespit edildiği, 2009 döneminde … TL alım bildirilmesine rağmen alım yapıldığının bildirildiği şirketlerin Bs bildirimi vermediği, bu nedenle Ba-Bs bildirimleri arasında uyumsuzluk bulunduğu, vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken vergi borcunun … TL olduğu, mükellefin mal satın aldığı 18 şirketten 2 tanesinin akaryakıt dağıtıcı lisansına sahip olduğu, kalan şirketlerden 10’u hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu ve bu şirketlerden yapılan alışların mükellefin toplam alışlarının %88’ini oluşturduğu, mükellefin gerçek alışlarının büyük bir kısmının akaryakıt alımları olduğu, akaryakıt pompasına bağlı ödeme kaydedici cihazla yapılan satışların gerçek olduğu, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle hangi satışların ödeme kaydedici cihazla yapıldığının tespit edilemediği, ödeme kaydedici cihaz olmaksızın yapılan satışların ise herhangi bir mal ve hizmet teslimine dayanmayan sahte belgeler olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, özellikle fatura alınan ve yurt içinde satışı yapılan firmalar hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunması ve bu oranın alımlarının %88’ini oluşturması, davacınında faaliyetini yürüttüğü işyeri merkezi olan … ilinde mükellefin akaryakıt satışında bulunmaması, …’da sadece irtibat bürosunun olması, akaryakıt istasyonu’nun ise …/… adresinde bulunması, mükellefin sık sık adresini değiştirmesinin ticari icaplara uygun olmadığı yine 2009 tarihli yoklamaya göre faaliyetin sonlandırıldığı ve adreste başka bir mükellefin faal olduğunun tespit edildiği, Ba-Bs bildirimleri arasında uyumsuzluklar olduğu da dikkate alındığında mükellef tarafından tanzim edilen faturaların komisyon karşılığında düzenlenen sahte belgeler olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.