Danıştay Kararı 4. Daire 2016/150 E. 2020/6490 K. 28.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/150 E.  ,  2020/6490 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/150
Karar No : 2020/6490

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Seramik Sanayi İnşaat Maddeleri İthalat İhracat Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2008/7 ila 11 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı Mesir Vergi Dairesi mükellefi … Petrol Ürünleri Din. Tes. Ve Taş. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna göre, davacının motorin alımında bulunduğu firmanın faal olarak akaryakıt alım-satım işi ile iştigal ettiği ve düzenlemiş olduğu faturaların bir bölümünün gerçek mal alımına dayalı olduğu hususunun vergi inceleme elemanınca da kabul edildiği, ödemelerin bankalar aracı kılınmak suretiyle yapılmış olduğu ve söz konusu bankacılık işlemlerinin gerçeği yansıtmadığı yönünde bir tespit bulunmadığı, davacı kurumun söz konusu motorinleri kullanmadığına bu kadar motorine ihtiyacı bulunmadığına yönelik bir envanter çalışması yapılmamış olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, satın alma şefi ve fabrika müdürü tarafından kaşe basılmamış olan faturaların muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduklarından bahisle, faturalarda yer alan tutarların maliyet bedellerinden çıkarılması suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapıldığı anlaşılan dava konusu tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirket adına fatura düzenlenmeden, kayıtlarında gösterdiği hususunun yeterli ve hukuken geçerli somut tespitlerle ortaya konulduğu, yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Mesir Vergi Dairesi mükellefi … Petrol Ürünleri Din. Tes. Ve Taş. San. Tic. Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih … sayılı sayılı vergi tekniği raporunda özetle; hafriyat işletmeciliği işi ile iştigal etmek üzere 22/04/2004 tarihinde mükellefiyet tesis ettirildiği 28/02/2010 tarihinde re’sen terk olduğu, 19/11/2004 tarihinde yapılan yoklamada; 01/11/2004 tarihi itibariyle market işletmeciliği işiyle iştigal edildiğinin tespit edildiği, 17/04/2006 tarihinde yapılan yoklamada; faaliyetine aynı adreste devam ettiği, 5 işçi çalıştırdığı, 14/09/2009 tarihinde yapılan yoklamada; adreste şirketin faaliyetinin olmadığı, ortak ve müdürlerinin ismen tanınmadığı, 21/12/2010 tarihinde yapılan yoklamada; anılan adreste faaliyetinin olmadığı, 13/04/2007 tarihinde mükellefin vergi dairesine vermiş olduğu kalibrasyon cetveli ve depolarına ilişkin bildiriminde 4 adet tankının bulunduğu, 12 ton benzin, 16,12 ve 12 tonluk 3 adet motorin tankının bulunduğunu bildirdiği, 2008 yılında mükellefin toplam 27.635.000,00-TL tutarında mal sattığını bildirdiği, mükelleften 2012 yılında toplamda 26.930.000,00-TL tutarında mal alındığının diğer mükellefler tarafından BA formlarıyla bildirildiği, yine 2008 yılında 26.771.000,00-TL tutarında mal aldığını bildirdiği, mükellefe 2008 yılında 27.358.000,00-TL mal sattığının diğer mükellefler tarafından BS formuyla bildirildiği, 2008 yılında toplam akaryakıt alış tutarının 28.953.000 TL olduğu, bu dönem toplam akaryakıt alışlarının 20.723.000,00-TL´lik kısmının sahte belge ile belgelendirildiğinin tespit edildiği, sahte belge ile belgelendirilen bu alışlarından 14.400.000,00- TL tutarlı kısmının … Akaryakıt Dağ. Taş. lnş. Pz. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturalar olduğu, … Ltd. Şti. hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporunda düzenlenen faturaların sahteliğinin anlaşılmasını önlemek amacıyla fatura bedellerinin dahi banka kanalı ile ödendiğine ilişkin sahte belge düzenlendiğinin etraflıca izah edildiği, bu ödemelerin ise … Petrol Ltd. Şti. tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı halde defter kayıtlarına çek ve banka kanalı ile ödemeler şeklinde intikal ettirildiğinin tespit edildiği, ayrıca mükellef kurumun mal alış belgeleri arasında bulunan … Tah. Pet. Ür. San.ve Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş belgelerin herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifasına karşılık düzenlenmediği, Manisa il sınırları içerisinde faaliyet gösteren ve yüksek ölçekli satışlarını gerçekleştirebilmek gerekli araç parkına ve depolama alanına sahip olmadığı,Manisa ili içinde yer alan müşterilerine kredi kartı karşılığında veya nakit olarak akaryakıt istasyonu için normal sayılabilecek tutar ve miktardaki satışlarına devam ettiği ancak herhangi bir şubesi bulunmadığı halde il dışında yer alan mükelleflere oldukça yüksek tutarlı ve miktarlı belge düzenlemeye başladığı, bu durumu daha anlaşılmaz kılanın mükellef kurumun yüksek tutarlı satış bedellerinin alış bedelleri ile birebir aynı olması ve kar doğmaması olduğu, oluşan karın il içi satışlarından kaynaklandığı, herhangi bir şubesinin bulunmadığı satışlarının büyük kısmının il dışı mükelleflere yapıldığı, bunun dışında yine yüksek tutarlı olarak düzenlediği irsaliyeli fatura dışında fatura bulunmakla birlikte bu faturaların asıllarının değil fotokopilerinin bulunduğu, bu belgelerin pompa satışları için değil il dışı satışlar için kullanıldığı, kurum ortağı …’ın tüm tespitlerle ilgili olarak bilgi veremeyeceğini belirttiği, ancak şahsın birden fazla olan ortaklığının tamamının akaryakıt alanında faaliyet gösteren şirketlerde olması nedeniyle konu hakkında bilgisi olmamasının mümkün olamayacağı, şahsın ortağı olduğu ve mükellefiyeti re’sen terk edilen … Petrol…Ltd. Şti.’ne mükellef kurum tarafından yüksek tutarlı faturalar düzenlendiği tespitlerine yer verilmiştir.
Mükellef kurumun 2008 yılında Manisa ili içinde yer alan mükelleflere düzenlediği satış belgeleri ile il dışındaki mükelleflere düzenledikleri arasında farklılıklar olduğu, bir kısmının aslının olmaması, fotokopi ve yüksek tutarlı olması, nakliyeye ait bilgi bulunmaması, aynı firmalara aynı gün içinde oldukça yüksek miktar ve tutarda mal teslimi yapılarak belge düzenlenmesi, bu satışların sahte belge ile belgelendirilen alışlar ile uyumlu bulunması, kurumun önceki yıllar iş hacmi ile 2008 yılı iş hacminin ticari ve teknik icaplara uymayacak derecede farklılık arz etmesi ve son olarak mükellef kurum yetkililerine, ortaklarına, belgelerine ulaşılamaması gibi hususlar ile yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşılmakla, davacı adına re’sen tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık, fatura alınan mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin yeterli olmadığından bahisle verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.