Danıştay Kararı 4. Daire 2016/14613 E. 2020/4775 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/14613 E.  ,  2020/4775 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14613
Karar No : 2020/4775

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tefecilik faaliyetinde bulunduğundan bahisle düzenlenen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararlarına istinaden re’sen tarh edilen 2009/7-9 ve 10-12 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 2009 yılına ilişkin hesap ve işlemler yönünden, davacının 10/11/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, vergi tekniği raporunun bu tarihten sonra 10/06/2015 tarihinde düzenlendiği, … Vergi Mahkemesinin … tarihli ara kararı ile celbedilen takdire sevk fişi ve sevk fişinde atıf yapılan yazılardan, re’sen tarh sebeplerinin bulunmadığı görüldüğü, re’sen takdiri gerektiren herhangi bir durum olmaksızın matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durdurmayacağı ve 5 yıllık süre geçirildikten sonra 20/08/2015 tarihinde davacıya tebliğ edilen tarhiyatın zamanaşımına uğramış bulunduğu, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra tarh edilen cezalı geçici vergide hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının zamanaşımı süresinin dolmadan takdir komisyonuna sevk edildiği, zamanaşımı süresinin sonuna kadar takdir komisyonuna sevk edilmesinin zamanaşımını durdurduğu, usule ve yasaya uygun tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Takdir komisyonuna sevk edilme sebepleri ise mahkemece ayrıca değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Türk Vergi Sisteminde genel kanaate ve varsayıma dayalı olarak vergilendirme yapılması mümkün bulunmadığından gerçek gelirin vergilendirilmesi amaçlanarak bu amaca yönelik incelemeler yapılıp, Vergi Usul Kanununda usul ve esasları belirtilen tarh şekilleri uygulanarak gerçek veya gerçeğe en yakın biçimde vergiyi doğuran olayın ortaya çıkarılması ve bununla ilgili somut kanıtların ortaya konulması zorunludur. Bu kapsamda mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2009/7-9 ve 10/12 dönemlerine ilişkin geçici vergilerin takdiri için 10/11/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 27/07/2015 tarihli takdir komisyonu kararlarıyla matrah takdirinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2009 dönemine ilişkin olarak 31/12/2014 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasına 51 gün kala 10/11/2014 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi ile 213 sayılı Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresi durmuş olup, davaya konu cezalı tarhiyatlar ise zamanaşımı süresi içerisinde 21/08/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinden, işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı ve dava konusu cezalı tarhiyatların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen temyize konu Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.