Danıştay Kararı 4. Daire 2016/14424 E. 2020/6169 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/14424 E.  ,  2020/6169 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14424
Karar No : 2020/6169

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahte fatura kullanımı nedeniyle tanzim edilen vergi inceleme raporuna istinaden, davacı adına 2009 takvim yılına ilişkin olarak re’sen tarh edilen 3 kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve 2009/7-9,10-12 dönemleri geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; sahte fatura olduğu iddia edilen tutarların tamamının maliyet olarak kabul edilmeyerek davacının hizmet üretim maliyetlerinden tenzil edildiğinin görüldüğü, mükellefin yasal defter ve kayıtları üzerinde yapılacak incelemeler sonucunda sahte olduğu kabul edilen faturalara konu emtia türlerinin işletmede kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise bu emtialara ilişkin gerçek gider miktarları tespit edilerek ve sektörel kâr marjı da araştırılarak vergilendirilmesi gereken matraha ulaşılması gerekirken, sırf sahte belge kullanıldığı iddiasıyla faturalarda yazılı tutarların dönem matrahına eklenmesinin, davacının gerçek giderlerine ve buradan hareketle uyuşmazlık konusu dönem için vergilendirilmesi gereken matraha ulaşmada yeterli ve sağlıklı bir vergi incelemesi yapılmadığını gösterdiğinden, yetersiz incelemeye dayalı yapılan dava konusu tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler uyarınca yapılan işlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2009 yılı gelir vergisi ile 2009/7-9,10-12 dönemleri geçici verginin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmış; 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tarif edilmiş, 2. fıkrasının 4. bendinde defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca sahih bulunmaması, 6. bendinde de tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re’sen takdir nedeni olarak sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, hakkında sahte belge düzenlemekten … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu bulunan … Vergi Dairesi mükellefi … Nakliyat ve Taşımacılık Tic. Ltd. Şti.’nin davacı adına fatura düzenlediğinin tespiti üzerine davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin 2. fıkrasının 4. ve 6. bentleri uyarınca ilgili dönem matrahının re’sen takdir edildiği, anılan şirketten alınan fatura tutarlarının maliyet hesaplarından çıkarılması suretiyle takdir edilen gelir vergisi ile geçici vergi matrahı üzerinden işbu dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığı, ancak söz konusu vergi tekniği raporunun dosya içerisinde bulunmadığı; Vergi Mahkemesince uyuşmazlık konusu vergi zıyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kabul kararı verildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesi gereğince re’sen araştırma yapma yetki ve görevi kendisinde olan vergi mahkemesince öncelikle, anılan vergi tekniği raporu istenerek söz konusu raporlardaki tespitlerin irdelenmesi, belgelerin sahte olduğuna karar verilmesi durumunda tarhiyatın hukuka uygun yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi; bir sonraki aşamada ise sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmanın temel amacının vergiye tabi kazançları azaltarak daha az vergi ödemek olduğu hususu gözetilerek, bu faturalarda gösterilen mal ve hizmet alımı ile yapılan giderlerin Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesi gereğince alındı ise gerçekte kimlerden, ne şekilde alındığı ve nasıl ödendiği hususlarının bunu iddia eden tarafça ortaya konulması gerektiği ve dosyaya buna ilişkin bir bilgi ve belgenin sunulup sunulmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekirken anılan gerekçe ile karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.