Danıştay Kararı 4. Daire 2016/14049 E. 2020/4041 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/14049 E.  ,  2020/4041 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14049
Karar No : 2020/4041

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı hakkında sahte fatura kullandığından bahisle, vergi inceleme raporuna istinaden 2010/4,5 ve 8. dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; … Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi … Ltd. Şti. hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporu’ndan, mükellefin davacıya fatura düzenlediği 2010 yılına ilişkin beyannamelerini verdiği, ilgili yılda yapılan yoklamalarda faal olduğunun tespit edildiği ve işyerinde 2.000 kalemden fazla mal bulunduğu, işçi çalıştırdığını beyan ettiği, adına kayıtlı araçların bulunduğu, söz konusu dönemdeki ortaklarının başka bir şirkette ortaklık veya yöneticiliğinin olmadığı ve bir kısım alış ve satışlarının gerçek olduğunun tespit edildiği, davacının alımlarının gerçek bir mal veya hizmet alımına dayanmadığının somut bir şekilde ortaya konulamadığı bu nedenle söz konusu mükelleften alınan faturalarda yazılı KDV’lerin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, KDV tarhiyatının yerinde olduğu, … Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile bu şirketin sahte fatura düzenleyicisi olduğunun açıkça ortaya konulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının … ve …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2010/4, 5 ve 8. dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirketin fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Ltd. Şti. hakkında tanzim olunan … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellefin toptan metal hırdavat alım satımı faaliyeti ile iştigal etmek üzere 07/08/2008 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, işe başlama bildiriminde faaliyette bulunacağı adres dışında faaliyet adresini iki kez değiştirdiği, 11/08/2008 tarihli işe başlama yoklamasında; iş yerinin 150 m2 büyüklüğünde ve kiralık olduğu, iş yerinde büro malzemeleri, bilgisayar, emtialar ve demirbaşların bulunduğu, mükellefin 01/04/2009 tarihinden itibaren yeni adresi olarak bildirdiği “… Bulvarı No:… …/ …” adresinde 05/04/2009 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin kurulu ve faal olduğu, toptan satış yanında perakende satış yapmaya da karar verdiklerinin görüldüğü, anılan adreste 16/10/2010 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinde 2.000 kalemden fazla mal bulunduğu, Haziran ayı itibarıyla 9 çalışanının olduğu, büro malzemelerinin ve iki aracının bulunduğu, 17/10/2010 tarihli dilekçeyle bildirdiği yeni adresinde yapılan 20/12/2010 tarihli yoklamada; iş yerinin faal ve kiralık olduğu, 8 işçi çalıştırdığı, 19/07/2011 ve 23/11/2011 tarihli yoklamalarda; iş yerinde bulunamadığı, 03/03/2012 tarihli yoklamada; iş yerinin boş ve kapalı olduğu ve ödevlinin 2 ay önce ayrıldığı hususlarının belirlendiği, şirketin kuruluştaki ortaklarının … (%95) ve … (%5) olduğu, şirket müdürü olarak 20 yıl süreyle …’in atandığı, …’ın hisselerini 30/09/2009 tarihinde …’e devrettiği, …’in ise hisselerini 26/05/2011 tarihinde …’e devrettiği, müdürlük yetkilerinin devir tarihi itibarıyla iptal edildiği, … ve …’in başka bir şirkette ortaklık ve yöneticiliklerinin bulunmadığı, …’in beş şirkette ortaklığının ve bunların dördünde yöneticiliğinin olduğu, ortağı olduğu şirketlerin dördü hakkında sahte belge düzenleme fiilinden dolayı tanzim edilmiş bulunan vergi tekniği raporları bulunduğu, 2008 ila 2012 yılları kurumlar vergisi beyannamelerini verdiği, 2008/7-9 döneminden 2013/4-6 (dahil) dönemine kadar kurum geçici vergisi beyannamelerini ve 2008/08 döneminden 2013/09 (dahil) dönemine kadar katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, 2009 yılında 5 ila 9 işçi çalıştırdığını beyan ettiği, 2013 yılı ilk üç dönemine kadar -bu dönem dahil olmak üzere- en az üç işçi bildirmeye devam ettiği, rapor tarihine kadar … TL vergi aslı borcu ödediği, ödenmemiş vergi borcunun … TL tutarında olduğu, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusu yapılmadığı, 2009 yılı sonundan 2010 yılı ortalarına kadar adına kayıtlı üç adet aracı olduğu, 2010 ila 2013 yıllarına ilişkin ödenmemiş SGK prim borçları bulunduğu, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında verilen kurumlar vergisi beyannamelerine göre yıllık brüt satış tutarlarının sırasıyla, … TL, … TL, … TL, … TL ve … TL olduğu, 2008/8 ila 2013/9 dönemleri arasında toplam … TL tutarında katma değer vergisi matrahı beyan edildiği, şirket ortakları ve yöneticilerinin vermiş olduğu ifadelerde, hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunan … A.Ş. ile mükellefin arasında irtibat bulunduğu, iki mükellefin arkasında da aynı kişilerin olduğu, aralarında akrabalık ilişkilerinin bulunduğu, düzenli olarak emtia alış ve satışına ilişkin olarak bildirimde bulunulduğu, mal alış ve satışı yapılan firmaların birçoğu hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, birçoğu hakkında ise olumsuz tespitlere yer verildiği, iş yeri adresinde yapılan yoklamalar, şirket adına kayıtlı araçlar ve ilgili şahısların ifadelerinin mükellef kurumun sahte belge düzenleme faaliyeti yanında gerçek satışlarının da olduğunu gösterdiği fakat bu satışların milyon liraları bulan yıllık satışlarının küçük bir bölümünü oluşturduğu, şirketin mevcut küçük çaplı araçlarıyla bildirilen miktarlarda satış yapmasının fiziken mümkün olmadığı, düzenlemiş olduğu faturalardan fatura başına …-TL ve bir hesap dönemindeki alımlar bakımından toplam … -TL altında kalan satışları haricindeki satışlarına konu faturaların sahte olduğunun kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, ihtilaflı dönemlerde mükellefe iş yeri adreslerinde ulaşılamaması, faaliyetin bulunmadığının tespit edilmesine rağmen yüksek cirolara ulaşılmasının ticari ve teknik icaplara uymaması, şirket ortak ve yöneticisi olan şahsın başka şirketlerde de ortak ve yöneticiliğinin bulunması ve söz konusu firmalar hakkında da sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunması, yüksek tutarlı KDV matrahı beyan edilirken birden faaliyetin terk edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması karşısında, adı geçen mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.