Danıştay Kararı 4. Daire 2016/13925 E. 2020/4686 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/13925 E.  ,  2020/4686 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13925
Karar No : 2020/4686

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2005-2008 yıllarının muhtelif dönemlerine ait muhtelif türdeki vergi alacaklarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarihli ve …ana takip no’lu ödeme emrinin …, …, …, …, … ve … dosya numarası ile takip edilen kısımlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 3065 sayılı Kanunun 44. maddesinde adi ortaklıkta verginin ödenmesi yönünden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri adına tarhiyat yapılması gerektiği hükmüne yer verildiğinden, katma değer vergisi tarhiyatları için müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri adına ihbarname düzenlenmesi ve devamında borcun ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava konusu olayda ise, adi ortaklık adına ihbarname ve ödeme emri düzenlenerek borcun takibinin yapıldığı, adi ortaklığın vergi borcu için ortaklardan biri adına usulüne uygun olarak ihbarname düzenlenmeksizin bir kamu alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden adi ortaklıktaki müteselsil sorumluluğundan dolayı davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükümleri yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Taşımacılık Kimyevi Ür. Petrol Ür. Turizm Oto. Paz. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2005-2009 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen 31/03/2010 tarih, 20 sayılı vergi tekniği raporu uyarınca, adı geçen firma için tesis edilen mükellefiyetin suç örgütü tarafından tesis ettirildiği ve gerçek maliklerinin gizlemeye yönelik paravan firma olduğu ve düzenlenen belgelerin sahte olduğundan bahisle, … adına resen tesis ettirilen adi ortaklık mükellefiyetine ilişkin olarak düzenlenen cezalı vergilere ait ihbarnamelerin asıl borçlu … Ortaklığının bilinen adreslerinde tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ edildiği, borcun kesinleştiğinden bahisle, amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin … tarihli ara kararı ile ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelerin ilanen tebliğine ilişkin bilgi ve belgenin istenilmesi üzerine davalı idarece verilen ara karar cevap ekinde gönderilen ihbarnamelere ait tebliğ alındılarının “muhatabın adreste tanınmadığı, aynı adreste …’nin imzasız beyanından anlaşıldı, iade” ibareli olarak yalnızca posta memurunun imzasını taşıdığı, tebliğ alındılarının, yukarıda yer verilen Kanun hükmünde bahsedilen kişilerce de imza edilmek suretiyle tutanak haline getirilmediği görülmüştür.
Bu durumda; davalı idarenin, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının tahsili için düzenlenen ihbarnamelerin tebliği hususunda, anılan şekil şartına uymadığı ve tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından, kesinleşmiş bir amme alacağından bahsedilemeyeceğinden, sonucu itibariyle hukuka aykırı olmayan temyize konu Mahkeme Kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.