Danıştay Kararı 4. Daire 2016/13798 E. 2020/4444 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/13798 E.  ,  2020/4444 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13798
Karar No : 2020/4444

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İplik ve Tekstil Yan Ürünleri
Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek davalı idarece kabule ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına, hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, sahte fatura kullandığından bahisle 2009/3,6,7,8,9,10,11,12 dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri, 2009/3,6,7,8 dönemleri için üç kat, 2009/9,10,11,12 dönemleri için üç kat üzerinden tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezaları ve 213 sayılı Kanunun 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı anlaşıldığından, cezalı tarhiyatların söz konusu faturalar nedeniyle yapılan kısmı ile somut bir tespit bulunmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık; davacıya fatura düzenleyen diğer mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının tetkikinden, anılan mükellefler tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından, cezalı tarhiyatların söz konusu faturalar nedeniyle yapılan kısmı ile bu kısma ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezalarının tekerrür uygulanan kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Sahte fatura kullandığı tespit edilen davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Vergi Mahkemesi kararının, … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacının fatura aldığı mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi ve söz konusu faturaların hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından da, bu faturaları düzenleyen mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya fatura düzenleyen … hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; mükellefin, 28/05/2009 tarihinde iplik aktarım ve tekstil yan ürünlerinin toptan satışı faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/12/2009 tarihinde mükellefiyetinin terkin edildiği, 28/05/2009 tarihinde yapılan işe başlama yoklamasında, iş yerinin 140 metrekare büyüklüğünde olduğu, iş yerinde muhtelif ofis mobilyaları, 1 adet bilgisayar ve donanımı, 2 adet 12 kafalı iplik sarma makinesi, 2 adet 6 kafalı iplik sarma makinesi, 3 adet 4 kafalı iplik aktarma makinesi ve 1 adet jiletin makinesi bulunduğu, iş yeri aylık kirasının 300 TL olduğu, muhasebe işlemlerinin … tarafından yürütüldüğü, 2009 yılına ilişkin KDV matrahları toplamı 1.603.446,09 TL iken, 2009 karşılık Ba tutarının 1.833.359,00 TL, 2009 Bs tutarının ise 217.629,00 TL olduğu, 2009 yılına ilişkin Ba formunu vermediği, buna karşın aynı yılda karşılık Bs formu ile hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle olumsuz tespit bulunan … tarafından mükellefe 433.233,00 TL tutarında 200 adet belge düzenlendiğinin bildirildiği, 2010 yılına ilişkin Ba ve Bs formlarını vermediği, buna karşılık aynı yılda 4 mükellef tarafından Ba formu ile 125.620,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı bildirildiği, 2009 yılı gelir vergisi, 2009/2,3,4. dönem geçici vergi ve muhtasar, 2009/5 ila 12 dönemleri katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, muhtasar beyanlarına göre 1 ila 3 işçi çalıştırdığı, katma değer vergi beyanlarında yüksek tutarlarda matrahlara karşılık ödenecek vergi çıkmadığı, tarh dosyasında defter tasdik bilgilerine rastlanmadığı, defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen cevap verilmediği, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Sahtecilik Büro Amirliği’ne bağlı ekipler tarafından … ile ortağı … isimli şahısların adresinde 02/03/2011 tarihinde yapılan aramada ele geçirilen belgeler arasında mükellefe ait kaşeli ve boş irsaliyeli faturaların da bulunduğu, söz konusu faturaların mükellef tarafından bastırılan belgeler arasında yer aldığı, Ba formu ile mükelleften mal aldığını bildiren … Tekstil … Ltd. Şti. ile … Tekstil … Ltd. Şti. nezdinde yapılan karşıt incelemelerde mükellefi tanımadıkları ve ödemeleri nakit olarak yaptıklarını beyan ettikleri tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerden, anılan mükellefin, ortalama 2 işçi ile katma değer vergisi beyannamelerinde beyan ettiği satış tutarlarına ulaşmasının teknik ve ticari icaplarla bağdaşmadığı, katma değer vergisi beyanlarında yer alan matrahlar ile vermiş olduğu Ba-Bs formları ile karşı Ba-Bs formlarında bildirilen tutarların uyuşmadığı, faaliyette bulunduğu 7 aylık dönemde bildirdiği cirolara ulaşmasının mümkün olmadığı, emniyet tarafından yapılan aramalarda mükellefle ilgisi bulunmayan başka mükelleflerin adreslerinde kendisine ait kaşeli ve boş faturaların bulunduğu, kendisinden alım yaptığını beyan eden mükelleflerin anılan mükellefi tanımadıkları, mükellefiyetinin terkin edildiği tarihten sonra da mükelleften alım yapıldığının bildirildiği hususları ile davacı tarafından ödemelerin vergi incelemesi sırasında ağırlıklı olarak çekle yapıldığı ve dava dilekçesinde de çek ve banka havalesi ile yapıldığı ifade edilmesine rağmen herhangi bir belge sunulmadığı da dikkate alındığında, anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, işbu bozma kararı üzerine, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin olarak vergi ziyaı cezasının tekerrür uygulanan kısımları hakkında bir değerlendirme yapılarak karar verileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.