Danıştay Kararı 4. Daire 2016/13254 E. 2020/3058 K. 17.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/13254 E.  ,  2020/3058 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13254
Karar No : 2020/3058

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İletişim Reklamcılık Filmcilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle re’sen tarh edilen 2009/2,4,7,9,10,11 ve 12 dönemleri katma değer vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalarının ve 2009 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı Hocapaşa Vergi Dairesi mükellefi … Otomotiv Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler faturaların sahte olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığından cezalı tarhiyatın söz konusu mükellefçe düzenlenen faturalara isabet eden kısmında ve cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk, davacıya fatura düzenleyen diğer mükellefler hakkındaki tespitler incelendiğinde ise düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından ilgili mükellefler tarafından düzenlenen faturalara isabet eden cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın kabule ilişkin kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tarhiyatlar ile kesilen cezaların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, temyiz konusu kararın kabule ilişkin hüküm fıkrasının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, kararın kabule ilişkin hüküm fıkrasının cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … Otomotiv Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin çeşitli malların toptan ticareti işiyle iştigal ettiği, 2010-2013 yıllarına ilişkin çok sayıda yoklamada faal görünmesine rağmen işçi çalıştırmadığı, iş yerinde sadece muhtelif büro malzemesi olduğu, emtiaya rastlanmadığı, şube ve deposunun olmadığı, adına kayıtlı aracın bulunmadığına ilişkin tespitlerin yapıldığı, adres değişikliğinin geç bildirilmesi nedeniyle davacıya fatura düzenlediği dönem olan 2009 yılı için yoklama yapılamadığı, bu durum sorulduğunda mükellef şirket temsilcisi tarafından ticarete başladıkları dönemde adres bildirmenin sorun olacağını bilmediklerinden kaynaklandığının beyan edildiği, yapılan yoklamalarda emtia, stok, ekipman olmamasına rağmen 2009 yılında 10.538.867,40 TL KDV matrahı beyan edildiği, alışlarının tamamına yakınının (%93) hakkında vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden yapıldığı, ispat vasıtası olarak öne sürülen banka hareketlerinin tetkikinde çek ve banka hareketlerinin şirket uhdesinde belirli bir süre tutulduğu yönünde kayıt sunulamamasının şüphe uyandırdığı, 22.440,00 TL sermaye ile yüksek cirolara nasıl ulaşıldığı sorulduğunda, işlerin o dönem iyi olduğu, aldıkları telefonları üzerine cüzi kâr koyarak sattıkları, sipariş usulü ile çalıştıklarından sermayeye gereksinim duymadıklarının beyan edildiği, yüksek meblağlı KDV beyan edilmesine karşın %0,4 kâr oranı olmasının ticari, iktisadi ve teknik icaplara uygun olmadığı, mükellef kurum tarafından …’e ve … İnşaat Elektronik Rek. ve Gıda Tic. Ltd. Şti.’ ye ciro edilen çekleri tahsil edenin aynı kişi olduğu, … Dijital Tekn. Elkt. Tlk. İnş. Kuy. İth. İhr. ve Tic. Ltd Şti. tarafından keşide edilen ve mükellef kurum tarafından …’e ciro edilen çekleri ve mükellef kurum tarafından … Teks. Elktronik San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye keşide edilen çekleri tahsil eden … un mükellef kurum nezdinde tutulan … tarih ve … sayılı yoklama fişinde imzasının bulunduğu, ayrıca … Dijital Tekn. Elkt. Tlk. İnş. Kuy. İth. İhr. ve Tic. Ltd Şti. tarafından keşide edilen ve mükellef kurum tarafından … ‘e ciro edilen çeklerin tahsilinden önce … firması hesabına parça parça elden paraların yatırıldığının … ile yapılan yazışmalardan anlaşıldığı, şirket tarafından çek ödemeleri öncesinde her seferinde banka hesabına elden çok yüklü miktarda paralar yatırılıp dakikalar içerisinde tekrar çekildiğinin anlaşıldığı, mükellef kurumun yüksek meblağlı KDV matrahı beyan etmesine rağmen 196.162,67 TL olan vergi borcununun sadece 765,80 TL’sinin ödendiği, söz konusu mükellef tarafından düzenlenen faturalardan sadece 24/11/2009 tarihinde … İletişim Reklamcılık Fim. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ ye yani davacıya düzenlenen 70.478,81 TL’lik faturanın gümrük giriş beyannameleri ve eklerinin GİB üzerinden yapılan kontrollerinde uyumlu olduğu tespitine binaen gerçek kabul edilmesi gerektiği, bunun dışındaki tüm faturaların sahte olduğu değerlendirmesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan tespitler değerlendirildiğinde, özellikle yapılan yoklamalarda mükellefin işyerinde herhangi bir emtiaya rastlanılmadığı, çalışan işçisi ve adına kayıtlı aracın olmadığı, deposu veya şubesinin bulunmadığı, pazarlama usulüyle çalıştıkları belirtilmesine rağmen bu hususun tevsik edilemediği ve banka hareketlerinin şüpheli olduğu dikkate alındığında ilgili mükellefçe düzenlenen faturalardan davacıya düzenlenen 70.478,81 TL’lik fatura dışındakilerin gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu incelendiğinde de eleştiri konusu yapılmayan faturalara isabet eden katma değer vergisinin reddedilmemesi gerektiğinin belirtildiği ve cezalı tarhiyatın da eleştiri konusu yapılmayan faturalar haricinde sahte olduğu tespit edilen faturalar üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının anılan mükellef tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir. Vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan kısmının kaldırılması hakkında ise yapılacak inceleme sonucunda yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının kabule ilişkin hüküm fıkrasının cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin kısmının … ‘nin karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/09/2020 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dairemizin, Mahkeme Kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının onanması yönündeki kararına katılmakla birlikte, temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından Dairemizin söz konusu kısmın bozulması yönündeki kararına katılmıyorum.