Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12916 E. 2020/4342 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12916 E.  ,  2020/4342 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12916
Karar No : 2020/4342

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Varisleri
1- …
2- …’e velayeten …
3- …’e velayeten …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacılar murisi adına, takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen 2011/4 ve 5 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ölenin vergi borçlarından mirasçıların miras hisseleri oranında sorumlu oldukları, mirasçıların her biri adına hisseleri oranında ihbarname düzenlenmesi gerekirken, borçlu muris adına ölümünden sonra düzenlenen dava konusu ihbarnameler ile tarh edilen vergilerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacılar tarafından, murisleri adına takdir komisyonu kararlarına istinden tarh edilen 2011/4 ve 5 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde, kanunen mirasçıların, murisin ölümü ile mirası bir bütün olarak kazanacakları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanacakları ve murisin borçlarından kişisel olarak sorumlu olacakları, 603. maddesinde, mirası kayıtsız şartsız kabul eden mirasçıların alacaklıları ile miras bırakanın alacaklılarının aynı haklara sahip olduğu, 605. ve devamı maddelerde, mirası usulünce ve kanunda belirtilen süre içerisinde reddetmeyen mirasçıların terekenin borçlarından sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 12. maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği; ancak, mirasçılardan her birinin murisin vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları kuralı getirilmiştir.
Anılan hüküm, mirasçılar adına ayrı ayrı işlem tesisini zorunlu kılmamakta, yalnızca mirasçıların miras hisseleri oranında sorumlu olacağını kurala bağlamaktadır. Murisin tüm vergi borcu için mirasçı adına düzenlenmiş bir işleme karşı dava açılmış olması, işlemin mirasçının sorumluluk oranına göre incelenmesine ve buna göre bir karar verilmesine engel teşkil etmemektedir. Her ne kadar dava konusu vergi tarhiyatı murisin bütün vergi borcu üzerinden ve miras hisseleri oranında bölünmeden gerçekleştirilmişse de, davacıların miras hisselerinin dosyadaki mirasçılık belgesinden tespitinin mümkün olması, dava konusu borcun bölünebilir borç niteliğine haiz olması sebebiyle dosyada, mirasçılar yönünden 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu kapsamında “ihtiyari dava arkadaşlığı”nın bulunmasından dolayı davacıların miras hissesi oranında değerlendirme yapılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.