Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12788 E. 2020/3741 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12788 E.  ,  2020/3741 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12788
Karar No : 2020/3741

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tasfiyesi tamamlanan … Film Yapım Org. ve Prod. Rek. İnt. Hiz. Tic. Ltd. Şti’nin sahte fatura kullandığından bahisle hazırlanan vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2012/1-3, 4-6, 7-9 ve 10-12 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 2012 hesap dönemi için kullanılarak gider olarak gösterilen faturaların yüksek tutarlı olduğu, aynı gün birden fazla fatura alındığı, fatura tutarlarının birbirine yakın olduğu, firma yetkilisince %10-20 arası karlılık oranıyla çalıştıklarının beyan ve ifade edilmesine rağmen mali tablolara bakıldığında brüt kârlılık oranının %1 olduğu, tüm bu tespitlerden hareketle dava konusu dönem için yapılan kurumlar vergisi tarhiyatının yerinde olduğu savunulmuş ise de, … Film Org. Ve Prod. Reklam Ltd. Şti hakkında kaydi ve fiili envanter incelemesinin yapılmadığı, faturalara konu malların gerçekten alınıp alınmadığının ortaya konulmadığı, faaliyet gösterdiği sektördeki karlılık ve maliyet oranları ile anılan faturalarda gösterilen emtia ve hizmet alımlarının yapılan işin niteliği ve büyüklüğüyle orantılı olup olmadığı araştırılmadan ve yürütülen işin niteliğine ve büyüklüğüne göre yapılması normal ve zorunlu olan giderler dikkate alınmadan sadece fatura düzenleyen mükellefler hakkındaki bir takım tespitlerden yola çıkılarak sonuca ulaşıldığı anlaşıldığından, eksik incelemeye dayalı söz konusu rapordan hareketle bulunan matrah farkı üzerinden re’sen yapılan dava konusu cezalı geçici vergi tarhiyatlarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Kanunun 30. maddesinde ise, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış ve re’sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasının 4. bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması halinde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği; Kanunun 134. maddesinde de, vergi incelenmesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safî kurum kazancı” başlıklı 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1. maddesinde de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesi için indirim konusu yapılacağı kabul edilmiştir.
213 sayılı Kanun`un 3. maddesinin (B) fıkrasında ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğuna göre, bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Kurumlar Vergisi Kanunu ile Gelir Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca giderlerini hasılatlarından indirebilme olanağından yararlanabilmelerinin ön şartı, indirim konusu yapılacak işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen giderleri gerçekten yapmış olmaları, bir sonraki aşamada da ödenmesi gereken verginin doğruluğunun ortaya konulmasıdır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının kanuni temsilcisi olduğu ve tasfiyesi sonuçlanarak tüzel kişiliği son bulan … Film Org. Ve Prod. Reklam Ltd. Şti hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda; şirketin, hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı rapor bulunan firmalardan aldığı faturaları 2012 hesap döneminde yasal defterlerine kaydettiği, faturalarda yazılı KDV’yi ilgili dönem beyannamelerinde indirim konusu yaptığı, KDV hariç tutarları ise “740 Hizmet Üretim Maliyeti” hesabına kaydettiği, şirketin sahte faturaları bilerek ve kasıtlı olarak kullandığının tespit edildiğinden bahisle firmalardan temin edilen faturalardaki tutarlar için %15 karlılık oranı üzerinden brüt satış karının yeniden hesaplanarak dava konusu dönem için kurumlar vergisi tarhiyatının yapıldığı, anlaşılmaktadır.
Olayda; davacı tarafından kârlılık oranının %10 ila 20 arasında olduğunun bildirildiği ancak defter kayıt ve belgelerine göre kârlılık oranının %1 göründüğü, davacının sahte fatura olduğu tespit edilen faturaları da defterlerine kaydettiği anlaşıldığından idarece söz konusu faturalar üzerinden davacının beyanıyla uyumlu olan %15 kârlılık oranıyla bulunan brüt satış kârına göre yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, geçici vergi asılları ile vergi ziyaı cezasının üç kat kesilmesine ilişkin kısım için ayrıca bir değerlendirilme yapılması gerektiği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.