Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12554 E. 2020/4254 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12554 E.  ,  2020/4254 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12554
Karar No : 2020/4254

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ….
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2011/2,3,4,7,8,9 dönemlerine ilişkin tek kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ilgili dönemlerde davacının fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kanıtlayamaya yeterli görülmediğinden anılan mükelleften alınan faturada yer alan katma değer vergisinin indirim olarak kabul edilmemesi suretiyle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta ve somut tespit yapılmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ihtilaflı dönemlerde hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan mükelleften fatura aldığı ve alınan faturaları yasal defterlerine kaydettiği hususunun tespit edildiği, sahte fatura kullanımı nedeniyle 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, 2011/2,3,6,8,9 dönemlerinde davacının 12 adet belge karşılığı KDV dahil 174.640,00 TL tutarında fatura aldığı mükellef hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu, gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından cezalı tarhiyatlar yönünden Vergi Mahkemesi kararının kısmen bozulması, özel usulsüzlük cezası yönünden ise kısmen onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Mahkeme kararının; Osman Kartal tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlara ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının 2011/2,3,6,8,9 dönemlerinde 12 adet KDV dahil … TL tutarında fatura aldığı Mecidiyeköy Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda; mükellefin 09/03/2009 tarihinde reklamcılık ve promosyon faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükellefin iş yeri adresinde defter ve belge isteme yazısının tebliğe gönderildiği, 05/04/2012 tarihli adres tespit tutanağında; ”adresin boş ve kapalı olduğu, çevreden yapılan sorgulamada ödevlinin tanınmadığı” hususları tespit edildiğinden yazının tebliğ edilemediği, ikametgâh adresinde 25/04/2012 tarihinde düzenlenen adres tespit tutanağında ise ”adreste … adlı şahsın ikamet ettiği, şahsın …’ın ayrıldığı eşi olduğu, halen Rusya’da işçi olarak çalıştığını bildiği yönünde beyanda bulunduğu, muhtarlık kayıtlarında nakilsiz terk kaydı bulunduğu” hususlarının tespit edildiğinden yine defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, ayrıca davacının MERNİS kaydının da bulunmadığı, 10/03/2009 tarihinde iş yeri adresinde yapılan yoklamada; iş yerinin 50 metrekare olduğu, işçi çalıştırmadığı, iş yerinde muhtelif demirbaş ve ofis malzemesinin bulunduğu, 10/11/2010 tarihli yoklamada; adresin sürekli kapalı olduğu, çevreden yapılan araştırmalarda mükellefin yaklaşık 2 ay önce adresi terk ettiğinin ifade edildiği, ödenmesi gereken vergi borcunun 22.729,63 TL olduğu, sadece 31,24 TL ödeme yapıldığı, mükellefin %70 ortağı olduğu … Taşımacılık Lojistik İnşaat ve Taşımacılık Limited Şirketi hakkında sahte fatura düzenleme fiilinden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, 2009 ve 2012 yılları için BA formlarının verilmediği, 2010 yılına ilişkin olarak ise bildirimlerin boş olarak verildiği, 2009/Mayıs ila Aralık dönemlerinde beyan edilen KDV matrahının 1.230.379,77 TL olduğu, uyuşmazlık konusu dönem olan 2011 yılında mükellefin 969.300,00 TL tutarında katma değer vergisi matrahı beyan etmesine rağmen ödenecek verginin düşük çıktığı, yapılan Ba-Bs analizinde 2011 yılında mükelleften 1.289.224,00-TL tutarında mal alışı yapıldığı, mükellefin 2009, 2010, 2011 yıllarında zarar beyan ettiği tespitleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, anılan mükellefin herhangi bir mal stoğunun olmadığı, beyan ettiği matrahı kapsayacak iş yeri donanımına sahip olmadığı, hiçbir vasıta ve deposunun bulunmadığı, Ba-Bs analizinde uyumsuzluk bulunduğu, defter ve belge isteme yazılarının adreslerde ulaşılamaması nedeniyle tebliğ edilemediği, vergi borçlarının ödenmediği, ortak olunan diğer bir firma hakkında da sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, adı geçen mükellefin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği sonucuna ulaşıldığından, Mahkeme kararının cezalı tarhiyatları kaldıran hüküm fıkrasında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…. K:… sayılı kararının, özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.