Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12527 E. 2020/2821 K. 09.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12527 E.  ,  2020/2821 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12527
Karar No : 2020/2821

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Cam Metal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (… İcra ve İflas Müdürlüğü)

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 2011 ila 2015 yıllarına ait muhtelif dönemlere ilişkin beyannamelerini vermediği gerekçesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ticari faaliyeti olduğuna ilişkin bir tespit bulunmayan davacı şirketin beyanname verme zorunluluğunun bulunduğundan da söz edilemeyeceğinden, ticari faaliyeti olmayan, davacı şirket adına bir takım beyannamelerini süresinde vermemesi nedeniyle kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin iflasının kapatılarak ticaret sicilinden kaydının silinmesine kadar vergisel sorumlukluklarının devam ettiği, bu nedenle davacı adına verilmesi gereken muhtelif dönemlere ait beyannamelerin süresinde verilmediğinin tespit edilmesi üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının hukuka uygun olduğu belirtilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257. maddesinin 4. fıkrasında, bu Kanunun 149. maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun mükerrer 355. maddesinde ise; bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan, birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenlerle bunların dışında kalanlar hakkında maddede yazılı tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceği, bu hükmün uygulanması için bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında kanunun ceza hükümlerinin uygulaması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu hüküm altına alınmış, bu fıkraya 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle 01/08/2009 tarihinde yürürlüğe girmek üzere eklenen cümleyle, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı’nca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmayacağı belirtilmiştir.
Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 148,149 ve mükerrer 257. maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 362 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiş, Genel Tebliğin 3. maddesinin 7. fıkrasında ise bildirim verme yükümlülüğünde olan mükelleflerin, belirtilen hadlerin altında kalması sebebiyle bildirilecek alım-satımları bulunmasa bile bildirim formlarını vermek zorunda oldukları, bu mükelleflerin, bildirim formlarını, alım-satım bilgileri dışındaki tüm bilgileri eksiksiz olarak doldurmak suretiyle verecekleri belirtilmiştir. 04/02/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 396 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle ise bilanço esasına göre defter tutan ve beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükelleflere, 2010 yılı ve müteakip yıllarda düzenleyecekleri Ba ve Bs bildirim formlarını aylık dönemler halinde elektronik ortamda gönderme hususunda zorunluluk getirilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 162. maddesinde, tasfiye veya iflas hallerinde mükellefiyetin, vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Anılan Kanun hükmünden, mükellefiyetten kaynaklanan ödev ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunluluğunun iflas halinde de devam ettiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında 03/11/2011 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen davacı müflis şirketin uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin muhtelif beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle davacı adına 213 sayılı Kanunun mükerrer 355/1.maddesi uyarınca dava konusu özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ticari faaliyeti olmayan mükelleflerin boş da olsa beyanname verme zorunluluğu bulunduğundan, hakkında iflas kararı verilip aktif ve pasifinin belirlenmesi için iflas masası oluşturulan müflis şirketin, kanuni süresinde verilmesi gereken muhtelif beyannamelerinin süresinde verilmediği gerekçesiyle kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.