Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12326 E. 2020/3712 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12326 E.  ,  2020/3712 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12326
Karar No : 2020/3712

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ..
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dekorasyon Boya İnşaat Hırdavat Gıda Elektrik Metal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği ileri sürülerek hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalı 2011 yılı kurumlar vergisi ile 2011/1-3,4-6,7-9 ve 10-12 dönemleri geçici vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporu incelendiğinde; 5 ila 25 işçi çalıştırdığı yönünde idarece yapılan tespitler, şirket yetkilileri tarafından beyan olunan hususlar ile şirketin bilinen işyeri adresinde sürekli faaliyette bulunduğunun tespit edilmesi neticesinde somut verilere dayalı yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan davacı tarafından düzenlenen faturaların komisyon karşılığında tanzim edilmiş sahte fatura olarak kabul edilmesi suretiyle adına re’sen yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura ticareti yaptığının tespit olunduğu, vergi tekniği raporunun esas alınması ile takdir komisyonunca yapılan cezalı tarhiyatların yasal ve yerinde olduğu belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş, gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu, aynı Kanun’un 30. maddesinin 1. fıkrasında, resen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, 2. fıkrasının 4. bendinde ise, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmamasının re’sen takdir sebebi sayılacağı, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerin, sahte belgeler olduğu tanımlanmıştır.
Davacı adına hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; 2009 ila 2013 yılları hesap ve işlemlerinin sahte fatura yönünden incelendiği, şirketin boya ve hırdavat toptancılığı işi ile iştigal etmek üzere 07/07/2008 tarihinde faaliyetine başladığı, 03/12/2008 tarihinde adres değişikliğinde bulunulduğu, ilk kuruluşunda … ile …’nın(şirket müdürü) ortak olduğu, 07/06/2012 tarihinde yapılan hisse devri ile yeni ortakların .. ile … (müdür) olduğu, 22/02/2011 tarihinde yapılan yoklamada, şirketin faaliyette olduğu, aylık kirasının 1500 TL olduğu ve kira bedelinin elden ödendiği, muhasebecisinin … olduğunun tespit edildiği, 09/01/2012 tarihli yoklamada, iş yerinde faaliyetine devam ettiği, hırdavat inşaat malzemeleri toptan satışı faaliyetinde bulunduğu, depo ve iş yerinin bulunmadığı, 5 işçi çalıştırıldığının tespit edildiği, 05/07/2012 tarihli yoklamada, iş yerinde …’nın faaliyette olduğu, adı geçen şirketin 07/06/2012 tarihinde iş yerinden ayrıldığının tespit edildiği, 12/06/2012 tarihli adres değişikliği ile yapılan yoklamada, kurum temsilcisinin ifadesi de alınarak işyerinin 20 m2 olduğu, şube ve deposunun bulunmadığı, ortalama olarak 6 kişinin çalıştığı, sigortasız işçi çalıştırılmadığı, faturasız mal satışının bulunmadığı, malların peşin, vadeli, çek veya senet ile yapıldığı, kayıtlı sermayesinin 100.000 TL olduğu, 2012 yılına kadar sözleşmede yer aldığı halde kayıtlı sermayenin sadece 25.000 TL’sinin ödendiği, işyerinde fiili faaliyetin olmadığı, 2 adet masa ve sandalye grubunun bulunduğu, 19/06/2012 tarihli yoklamada, iş yeri nakil başvurusu yapıldığı, yeni işyerinin 17 m2 olduğu, boya hırdavat malzemeleri toptan satışı işi ile iştigal edildiği, iş yerinin …’e ait olduğu, hisse değişikliği ile adres değişikliği yapıldığı, muhasebecisinin … olduğu, işyerinde masa ve sandalye bulunduğu, hırdavat ve boya satışlarının sipariş usulü ile yapıldığının tespit edildiği, 15/08/2013 tarihli yoklamada; bilinen adresinde faaliyette olduğu, 3 aydır gayrı faal olduğu, borç ve alacak takibi için adresin açık tutulduğu, sadece büro olarak kullanıldığı, 7 işçinin sigortalı olarak çalışır göründüğü, ortakların … ve … olduğu, beyannamelerin 2009 ve 2010/1,2 dönemlerinde … tarafından, sonraki dönemlere ait bildirim ve beyannamelerin ise SMMM … tarafından verildiği, SMMM …’ın ifadesinde; 2009 sonunda yaşanan sorunlar nedeniyle şirket muhasebeciliğini bıraktığı, pek düzenli bir işlerinin olmadığı, sigortasız işçilerinin bulunmadığı, makbuzlar ve banka kayıtlarının düzenli olarak gelmediği için bir şey söyleyemeyeceği, sürekli çek ve senet alınmasına rağmen banka hesaplarının kullanılmadığını, envanter defterinin boş olduğunu, rastgele gelir tablosunun düzenlendiğini beyan ettiği, SMMM ….’ın ifadesinde; düzenli bir mükkellef olduğunu, ödemelerini düzenli olarak yaptığını, düzeltme beyannamelerinin ayrıntılarının yer almamasının sistemden kaynaklandığını, kendisine gelen evraklar üzerinden inceleme yaptığını, Ba-Bs farklılıklarının beyan sınırının altında kalan satışlardan kaynaklandığını, kayıtlı sermayenin tamamının ödenmemesinin kaynakların sınırlı olmasından kaynaklandığını, işçi çalıştırıldığını bildiğini, işyerinde fiilen envanter ve stok değerleme işlemlerinin işyerine gitmemesi nedeniyle yapamadığını beyan ettiği, 2008 ila 2013 yıllarında muhtelif beyannameler ile 2009 ila 2013 yıllarında ortalama sırasıyla 22,20,21,23 işçi çalıştırıldığına ilişkin muhtasar beyanname verildiği, işçiler ile akrabalık bağının bulunduğunun belirtildiği, bu yolla kamunun yanıltıldığı sonucuna ulaşıldığı, 2009 ve 2010 yıllarında banka hesaplarının kullanılmadığı, 2010 ve 2011 yılında sırasıyla net satışların % 30 ve % 40, alacakların % 40 ve % 84 oranında arttığı, bu durumların bilançolarına yansımadığı, yine stoklarda % 94 artış, hasılatta % 475 artışın nedeninin sorulduğu, ifadesinde bu konuların teknik bilgi gerektirdiği nedeniyle muhasebecilerinin daha net bilgi verebileceği yönünde beyanda bulunduğu, geçici vergi beyannameleri ile ilgili olarak düzeltme beyannameleri verildiği, katma değer vergisi beyannameleri incelendiğinde; 2010 yılında 4.199.775,37 TL beyan olunduğu, Ba formu ile 3.897.817,00 TL bildirimde bulunulduğu, 2011 yılında 5.428.773,29 TL beyan olunduğu, Ba formu ile 5.306.221,00 TL bildirildiği, 2012 yılında 4.489.611,92 TL beyan olunduğu, Ba formu ile 4.4.89.611,92 TL bildirildiği, 2013 yılında 418.880,27 TL beyan olunduğu, Ba formu ile 504.968,00 TL bildirildiği, tahakkuk ettirilen vergilerin büyük bir kısmının ödenmediği ve 492.514,55 TL vergi borcunun bulunduğu, inceleme sonuçlarına göre …ve … hakkında sorumluluk yönünden raporlar düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği, 2009 ila 2013 yıllarında düzenlenen belgelerin komisyon karşılığı düzenlenen faturalar olduğu sonucuna varıldığı, ayrıca 2009 yılı için ise 6111 sayılı Kanun kapsamından faydalanıldığı, 2010 ve 2011 yılları için matrah takdiri yapılması için takdire sevk olunması gerektiği hususları açıklandığından, davacı tarafından ihtilaflı dönemde tanzim edilen satış faturaları üzerinden % 2 komisyon geliri elde edildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, şirketin ortaklık yapısının devamlı surette değiştiği, iş yerinde yapılan yoklamalarda emtia, stok vb. bilgisine rastlanılmadığı, ancak beyan edilen katma değer vergiis matrahları ile BA/BS formları analiz edildiğinde yüksek miktarlı tutarlara ulaşıldığı, davacı şirkete ait şube, depo, ardiye, üretim araçları vs. bulunmadığı, 100.000,00 TL sermaye ile kurulan şirketin kurulduğu tarihten bu yana 25.000 TL’sinin ödenmiş olduğu, şirketin her ne kadar ortalama 5 ila 25 arası işçi çalıştırdığı beyan edilmiş olsa da 17-20m2 işyerinde ve kurulduğu tarihten itibaren toplam 14.537.040,85 TL hasılat elde etmesinin mümkün olmadığı, belirtilen ciroları yapacak ticari organizasyonunun (şube, işçi, mal ve hizmet alımı vb.) bulunmadığı dikkate alındığında davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı, asıl faaliyetinin komisyon karşılığında sahte fatura ticareti olduğu sonucuna ulaşılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan verilecek kararda tekerrür hükümlerinin uygulanması, geçici vergi aslı ile üç kat kesilen vergi ziyaı cezalı geçici vergi yönünden de bir değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.