Danıştay Kararı 4. Daire 2016/12059 E. 2020/4242 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/12059 E.  ,  2020/4242 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12059
Karar No : 2020/4242

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Kablo Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2- … Mal Müdürlüğü/…

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1 ve mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca 2013/12 dönemine ilişkin kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; hesap döneminin kapanmasından sonra düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca ceza kesilmesi maddenin getiriliş amacına uygun düşmediğinden uyuşmazlık konusu cezanın 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen kısmında hukuka uygunluk, davacının 2013 yılında emtia alışı karşılığında yaptığı ödemeleri banka ve benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgeler ile tevsik edemediği anlaşıldığından 213 sayılı Kanunun mükerrer 355/4. maddesi uyarınca kesilen kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan kısmının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının, Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi incelendiğinde;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 257. maddesinin 2. bendinde, Maliye Bakanlığının, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmış, bu maddenin verdiği yetki uyarınca çıkarılan Tebliğe göre uyuşmazlık döneminde 8.000,00 TL’yi aşan ödemelerin banka veya finans kurumları aracılığıyla yapılması zorunlu kılınmış, mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında da, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca ilgili dönemde sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı ve eleştiri konusu yapılan faturalara ilişkin ödemelerinin 60.532,30 TL’lik kısmını banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmediği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesildiği, davacı tarafından vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararı ile kullanılan faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine dair kararın Danıştay Dördüncü Dairesinin 05/11/2020 tarih ve E:2016/13687, K:2020/4243 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar dikkate alındığında, olayda davacı adına düzenlenen faturaların sahte olduğu ve herhangi bir emtia teslimini içermediği anlaşılmasına rağmen, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği sahte fatura bedelinin banka veya finans kurumları aracılığıyla ödenmesinin beklenilmesinde ve sahte fatura bedellerinin 60.532,30 TL’lik kısmının davacı tarafından nakit olarak ödendiğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Davalı idarenin, Mahkeme kararının davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi incelendiğinde;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesinde, verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi ve alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine maddede belirtilen tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun “Ceza Kesmede Zamanaşımı” başlıklı 374. maddesinde, 353. ve mükerrer 355. maddeler uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl içinde ceza kesilebileceği hükme bağlanmıştır.
Bu düzenlemelere göre, Kanunun 353. maddesinde düzenlenen ve özel usulsüzlük cezasını gerektiren eylemlerin gerçekleştiğinin tespiti halinde, 374. maddede belirtilen zamanaşımı süresi içerisinde olmak kaydıyla, hesap dönemi kapandıktan sonra da özel usulsüzlük cezası kesilmesi yasa gereğidir. Ancak; bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için cezayı gerektiren fiilin, bütün unsurları ile tamam olması ve bu fiilin yine vergi inceleme ve yoklama araç ve teknikleri ile hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde somut olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Bu nedenle, Mahkemece özel usulsüzlük cezasının kesilmesi için gerekli şartların sağlanıp sağlanmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken hesap döneminin kapanmasından sonra düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının kabule ilişkin kısmının …’nin karşı oyu, redde ilişkin kısmının …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dairemizin temyize konu kararın redde ilişkin kısmının bozulması yönündeki kararına katılmakla birlikte, davalının temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemizin ilgili kısmın bozulmasına dair kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Dairemizin temyize konu kararın kabule ilişkin kısmının bozulması yönündeki kararına katılmakla birlikte, davacının temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemizin ilgili kısmın bozulmasına dair kararına katılmıyorum.