Danıştay Kararı 4. Daire 2016/11609 E. 2020/4040 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/11609 E.  ,  2020/4040 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/11609
Karar No : 2020/4040

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında 2010, 2011 ve 2012 yılı hesap ve işlemlerinin sahte fatura kullanımı yönünden incelenmesi neticesinde tanzim olunan 2014-A-3817/14,15,16 sayılı vergi inceleme raporlarına istinaden indirim konusu katma değer vergilerinin reddedilmesi neticesinde 2011/12 dönemine ait sonraki döneme devreden katma değer vergisinin …-TL olarak dikkate alınması suretiyle 2012/7 dönemine ilişkin olarak yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirket adına, 2010 ve 2011 yılı hesaplarının incelenmesi neticesi katma değer vergisi yönünden tanzim edilen 2014-A-3817/14,15 sayılı Vergi İnceleme Raporları uyarınca; hakkında sahte fatura düzenlemekten rapor bulunan … Metal Hırdavat İnş. Tah. Mak. Nak. Elekt. El. San. Tic. Ltd. Şti.’den alınan sahte faturaların yasal defter ve kayıtlarına geçirilerek haksız yere KDV indiriminde bulunduğundan bahisle, söz konusu şirket antetli faturalar üzerinden hesaplanarak indirim konusu yapılan KDV’nin reddi ve ilgili dönem KDV beyanlarının yeniden tanzimiyle birlikte düzenlenen 22/08/2014 tarih ve 2014-A-3817/16 sayılı Vergi İnceleme Raporuna istinaden 2012/7 dönemi için yapılan vergi ziyaı cezalı KDV tarhiyatının kaldırılması istemiyle açılan davada, hakkında sahte fatura düzenlemekten rapor bulunan … Metal Hırdavat İnş. Tah. Mak. Nak. Elekt. El. San. Tic. Ltd. Şti.’den 2010 yılının muhtelif aylarında alınan sahte faturaların yasal defter ve kayıtlarına geçirilerek haksız yere KDV indiriminde bulunduğundan bahisle faturalarda yazılı KDV’nin reddi ve ilgili dönem KDV beyanlarının yeniden tanzimi suretiyle 2010/4,5,8, dönemleri için yapılan vergi ziyaı cezalı KDV tarhiyatlarının terkini istemiyle … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada verilen … tarih ve K:… sayılı karar ile, davacı şirkete … Metal Hırdavat İnş. Tah. Mak. Nak. Elekt. El. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen faturaların sahte olmadığı, gerçeği yansıttığı sonucuna varılarak bu faturalarda yer alan KDV’lerin indirimlerden çıkarılması işleminin hukuka aykırı olduğuna karar verildiği, 2012 yılına ilişkin olarak yeniden düzenlenen KDV beyan tablosu uyarınca 2012/7 dönemi için davacı adına yapılan dava konusu cezalı katma değer vergisi tarhiyatında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına karşı temyiz yoluna başvurulduğu, … Metal Hırdavat İnş. Tah. Mak. Nak. Elekt. El. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporu ile bu şirketin sahte fatura düzenleyicisi olduğunun açıkça ortaya konulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı hakkında düzenlenen, 22/08/2014 tarih ve 2014-A-3817/14 sayılı Vergi İnceleme Raporu, Danıştay Dördüncü Dairesi Başkanlığının E.2016/14049 sayılı dosyası içerisinde bulunmaktadır. Ancak dava konusu tarhiyatın dayanağı olan 22/08/2014 tarih ve 2014-A-3817/16 sayılı Vergi İnceleme Raporu’nda bahsi geçen 22/08/2014 tarih ve 2014-A-3817/15 sayılı Vergi İnceleme Raporu dosya içerisinde bulunmadığından, söz konusu raporun davalı idareden temin edilmesi ve 2014-A-3817/14, 15 ve 16 sayılı raporlar birlikte incelenerek karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … ve …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2012/7. dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı şirketin fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Metal Hırdavat İnş. Tah. Mak. Nak. Elekt. El. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında tanzim olunan 30/10/2013 tarih ve 2013-A-3802/60 sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; mükellefin toptan metal hırdavat alım satımı faaliyeti ile iştigal etmek üzere 07/08/2008 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, işe başlama bildiriminde faaliyette bulunacağı adres dışında faaliyet adresini iki kez değiştirdiği, 11/08/2008 tarihli işe başlama yoklamasında; iş yerinin 150 m2 büyüklüğünde ve kiralık olduğu, iş yerinde büro malzemeleri, bilgisayar, emtialar ve demirbaşların bulunduğu, mükellefin 01/04/2009 tarihinden itibaren yeni adresi olarak bildirdiği “… Bulvarı No:… … …/…” adresinde 05/04/2009 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinin kurulu ve faal olduğu, toptan satış yanında perakende satış yapmaya da karar verdiklerinin görüldüğü, anılan adreste 16/10/2010 tarihinde yapılan yoklamada; iş yerinde 2.000 kalemden fazla mal bulunduğu, Haziran ayı itibarıyla 9 çalışanının olduğu, büro malzemelerinin ve iki aracının bulunduğu, 17/10/2010 tarihli dilekçeyle bildirdiği yeni adresinde yapılan 20/12/2010 tarihli yoklamada; iş yerinin faal ve kiralık olduğu, 8 işçi çalıştırdığı, 19/07/2011 ve 23/11/2011 tarihli yoklamalarda; iş yerinde bulunamadığı, 03/03/2012 tarihli yoklamada; iş yerinin boş ve kapalı olduğu ve ödevlinin 2 ay önce ayrıldığı hususlarının belirlendiği, şirketin kuruluştaki ortaklarının … (%95) ve … (%5) olduğu, şirket müdürü olarak 20 yıl süreyle …’in atandığı, …’ın hisselerini 30/09/2009 tarihinde …’e devrettiği, …’in ise hisselerini 26/05/2011 tarihinde …’e devrettiği, müdürlük yetkilerinin devir tarihi itibarıyla iptal edildiği, … ve …’in başka bir şirkette ortaklık ve yöneticiliklerinin bulunmadığı, …’in beş şirkette ortaklığının ve bunların dördünde yöneticiliğinin olduğu, ortağı olduğu şirketlerin dördü hakkında sahte belge düzenleme fiilinden dolayı tanzim edilmiş bulunan vergi tekniği raporları bulunduğu, 2008 ila 2012 yılları kurumlar vergisi beyannamelerini verdiği, 2008/7-9 döneminden 2013/4-6 (dahil) dönemine kadar kurum geçici vergisi beyannamelerini ve 2008/08 döneminden 2013/09 (dahil) dönemine kadar katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, 2009 yılında 5 ila 9 işçi çalıştırdığını beyan ettiği, 2013 yılı ilk üç dönemine kadar -bu dönem dahil olmak üzere- en az üç işçi bildirmeye devam ettiği, rapor tarihine kadar … TL vergi aslı borcu ödediği, ödenmemiş vergi borcunun … TL tutarında olduğu, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusu yapılmadığı, 2009 yılı sonundan 2010 yılı ortalarına kadar adına kayıtlı üç adet aracı olduğu, 2010 ila 2013 yıllarına ilişkin ödenmemiş SGK prim borçları bulunduğu, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında verilen kurumlar vergisi beyannamelerine göre yıllık brüt satış tutarlarının sırasıyla, … TL, … TL, … TL, … TL ve … TL olduğu, 2008/8 ila 2013/9 dönemleri arasında toplam …. TL tutarında katma değer vergisi matrahı beyan edildiği, şirket ortakları ve yöneticilerinin vermiş olduğu ifadelerde, hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunan … …A.Ş. ile mükellefin arasında irtibat bulunduğu, iki mükellefin arkasında da aynı kişilerin olduğu, aralarında akrabalık ilişkilerinin bulunduğu, düzenli olarak emtia alış ve satışına ilişkin olarak bildirimde bulunulduğu, mal alış ve satışı yapılan firmaların birçoğu hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, birçoğu hakkında ise olumsuz tespitlere yer verildiği, iş yeri adresinde yapılan yoklamalar, şirket adına kayıtlı araçlar ve ilgili şahısların ifadelerinin mükellef kurumun sahte belge düzenleme faaliyeti yanında gerçek satışlarının da olduğunu gösterdiği fakat bu satışların milyon liraları bulan yıllık satışlarının küçük bir bölümünü oluşturduğu, şirketin mevcut küçük çaplı araçlarıyla bildirilen miktarlarda satış yapmasının fiziken mümkün olmadığı, düzenlemiş olduğu faturalardan fatura başına …-TL ve bir hesap dönemindeki alımlar bakımından toplam …-TL altında kalan satışları haricindeki satışlarına konu faturaların sahte olduğunun kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, ihtilaflı dönemlerde mükellefe iş yeri adreslerinde ulaşılamaması, faaliyetin bulunmadığının tespit edilmesine rağmen yüksek cirolara ulaşılmasının ticari ve teknik icaplara uymaması, şirket ortak ve yöneticisi olan şahsın başka şirketlerde de ortak ve yöneticiliğinin bulunması ve söz konusu firmalar hakkında da sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunması, yüksek tutarlı KDV matrahı beyan edilirken birden faaliyetin terk edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması karşısında, adı geçen mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.