Danıştay Kararı 4. Daire 2016/10972 E. 2020/3960 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2016/10972 E.  ,  2020/3960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/10972
Karar No : 2020/3960

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Alüminyum Elektronik Turizm İnşaat Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, ayıtlarına intikal ettirdiği gerçek emtia teslimine dayanmayan faturalara konu indirimleri reddedilmek suretiyle beyanlarının düzeltilmesi sonucu 2014/9,11 dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihtilaflı dönemdeki bir kısım alışlarını hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı rapor bulunan … Vergi Dairesi mükellefi …’dan aldığı sahte faturalar ile belgelendirdiğinden bahisle davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporuna dayanılarak, 2013 yılından devreden katma değer vergisinin 155.996,56 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine 2014/9,11 dönemlerine ilişkin tekerrür hükümleri uygulanarak vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; davacının alışlarının bulunduğu … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporundaki tespitlerden, yapılan açılış yoklamasında faal olduğu, uyuşmazlık konusu dönemlerde gerçek bir faaliyeti olup olmadığı hususlarının araştırılmadığı ve bu dönemde başka bir yoklama yapılmadığı, sahte fatura ticareti yaptığına dair somut bir tespit yapılamayan mükellefin düzenlediği tüm faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğuna yönelik kabulün varsayımdan ibaret olduğu kanaatine varıldığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden yapılan cezalı vergi tarhiyatının hukuka uygun olduğu, kanuni dayanaktan yoksun bulunan Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya fatura düzenleyen, … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin ikamet amaçlı binaların inşaatı işi ile iştigal etmek üzere 02/01/2012 tarihi itibariyle mükellefiyet tesis ettirdiği, adresinde bulunamaması sonucunda mükellefiyeti 31/03/2013 tarihinde re’sen terk ettirildiği, defter belge isteme yazısı tebliğ edildiği halde defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, 05/01/2012 tarihli yoklamada, iş yerinin yaklaşık 15 m2 ve kiralık olduğu, kira tutarının aylık 250 TL olduğu, tespit zamanında işçi çalıştırmadığı, başka şubesinin bulunmadığı, başlayan herhangi bir inşaatının olmadığı, faaliyet konusunun inşaat taahhüt yapım satım olduğu, muhtelif büro malzemeleri olduğu, muhasebe kayıtlarının … Vergi Dairesi mükellefi … tarafından yürütüldüğünün beyan ve tespit edildiği, 29/04/2013 tarihli yoklamada, mükellefin iş yeri adresine 30/04/2013 ve 02/05/2013 tarihinde gidilmesine rağmen ilgili adreste iş yerinin kapalı olması nedeniyle mükellef hakkında herhangi bir hususun tespit edilemediğinin belirtildiği, 2012 ve 2013 yılına ilişkin beyannamelerinin verildiği, 2012 yılı muhtasar beyannamelerinde 2-4 arası işçi çalıştırdığının beyan edildiği, 2013 yılında ise ilk 3 ay için 3, 4 ve 3 işçi çalıştırdığının beyan edildiği, 2012 hesap döneminde toplam 1.872.95,17 TL Katma Değer Vergisi matrahı ve re’sen terk tarihine kadar 2013 hesap döneminde 702.578,57 TL Katma Değer Vergisi matrahı beyan edildiği, katma değer vergisi matrahlarının yüksek olmasına rağmen ödenecek verginin cüzi olduğu, mükellefiyet tesis ettirildiği 02/01/2012 tarihinden mükellefiyeti re’sen terk ettirilen 31/03/2013 tarihine kadar hiç vergi ödemediği, vadesi gelmemiş toplam 14.952,04 TL borcunun ödenmediği, 2012 yılına ait form Ba bildirimlerinin verilmediği ve mükellefe mal ve hizmet sattığını bildiren herhangi bir mükellef kaydının da bulunmadığı, 2012 yılına ait Form Bs bildirimlerinin verilmediği, mükelleften mal veya hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin ise 329 adet belge karşılığında 2.153.308,00 TL tutarında alım bildirdikleri, 2013 yılına ait Form Ba bildirimlerinin verilmediği ve mükellefe mal ve hizmet sattığını bildiren herhangi bir mükellef kaydının bulunmadığı, 2013 yılına ait Form Bs bildirimlerinin verilmediği, mükelleften mal veya hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin ise 91 adet belge karşılığında 1.109.038 TL tutarında alım bildirdikleri, mükellefin 31/03/2013 tarihinde re’sen terk işlemi yapıldığı halde bu tarihten sonra 2013/Ağustos döneminde fatura düzenlediği tespitleri yapılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ile tespitler birlikte değerlendirildiğinde; anılan mükellefin herhangi bir mal stoğunun olmaması, hiçbir vasıta ve deposunun da bulunmaması, beyan edilen katma değer vergisi matrahları ile Ba-Bs formları arasında uyumsuzluk bulunması, katma değer vergisi matrahlarının yüksek olmasına rağmen ödenecek vergilerin cüzi olması ve tahakkuk eden vergi borçlarının da ödenmemesi, beyan ettiği matrahları karşılayacak iş yeri donanımına sahip olmaması, ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyetinde bulunan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların muhteviyatının (profil, profil drenaj) iştigal konusu ile uyumsuz olması karşısında, …’ın uyuşmazlık konusu dönemde gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı ve tarafından tanzim edilen faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından, kabule ilişkin Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Ayrıca, yeniden verilecek kararda, dava konusu 2014/9. ve 11. dönemlere ilişkin olarak re’sen tarh edilen katma değer vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarına uygulanan tekerrür yönünden de değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.