Danıştay Kararı 4. Daire 2011/9474 E. 2013/456 K. 07.02.2013 T.

4. Daire         2011/9474 E.  ,  2013/456 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/9474
Karar No : 2013/456

Temyiz Eden (Taraflar) : 1-)…
2-)Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı/ANKARA
(Muhammet Karagüzel Vergi Dairesi Müdürlüğü)
İstemin Özeti : Ba ve Bs formlarını süresinde elektronik ortamda vermediği ileri sürülen davacı ortaklık adına 2008/1 ila 12 ve 2009/1 ila 12 dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; elektronik ortamda Ba ve Bs formlarını verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde ceza kesileceği hususunun davacıya yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, her ne kadar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 inci maddesinin ikinci fıkrasına 5904 sayılı Kanunun 22 maddesiyle eklenen cümle ile bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmayacağı belirtilmiş ise de bu maddenin yürürlük tarihi 1.8.2009 olup, önceki dönemlere uygulanmasının mümkün olmadığı, bu itibarla, söz konusu tarihten önceki dönemlere ilişkin bildirim formlarının elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı ancak, bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin olarak kesilen özel usulsüzlük cezalarında ise hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Taraflar, kararın aleyhe olan kısımlarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Borçlar Kanunu’nun 533 üncü maddesinde, kendisine idare görevi yüklenen ortağın şirketi ve bütün ortakları üçüncü şahıslara karşı temsil etmek hakkını haiz sayılacağı, 534 üncü maddesinde, aksine bir anlaşma bulunmadıkça ortakların birlikte veya bir mümessil vasıtasıyla yaptıkları muamelelerden doğan borçlardan müteselsil sorumlu oldukları, aynı Kanunun 530 uncu maddesinde ise, şirket sözleşmesinde aksine hüküm olmadıkça şirketi idare eden ortak ve diğer ortaklar arasındaki münasebetin vekalet hükümlerine tabi olduğu öngörüldüğünden özel bir yetkiyi haiz olmayan vekilin ortaklık adına dava takibi mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden … Ortaklığı adına düzenlenip davacıya tebliğ edilen cezalara karşı adi ortaklığın ortaklarından biri olan … tarafından dava açıldığı anlaşılmıştır.

Adi ortaklık adına kesilen cezalara ilişkin ihbarnamelerin ortaklardan birine tebliğ edilmesi yerinde ise de, yukarıda belirtilen madde hükümleri uyarınca cezanın tümüne karşı dava açılabilmesi ancak davacının diğer ortakları temsil yetkisine sahip olması ile mümkündür. Bu durumda Mahkemece davacının diğer ortaklar adına dava açma ve takibine dair yetkisi bulunduğuna ilişkin belge istenerek veya diğer ortakların davaya muvafakatı sağlanarak dilekçe usulüne uygun hale getirildikten sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin kabulüne, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 07/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.