Danıştay Kararı 4. Daire 2009/9376 E. 2012/1436 K. 17.04.2012 T.

4. Daire         2009/9376 E.  ,  2012/1436 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2009/9376
Karar No: 2012/1436

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Süleymanpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü -TEKİRDAĞ
İstemin Özeti : Davacı adi ortaklık adına tesis edilen ticari kazanç gelir vergisi mükellefiyetinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “zirai kazançta vergileme” başlıklı 53 üncü maddesinde; çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu Kanunun 94 üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceği, 54 üncü maddede yazılı işletme büyüklüğünü aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya 10 yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançlarının gerçek usulde tespit olunarak vergilendirileceği, ancak çiftçiye ait olmakla beraber zirai işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletilmesinden elde edilen gelirlerin ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirileceğinin belirtildiği, olayda, biçerdöver işletmeciliği faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti bulunan …’ın sahibi olduğu biçerdöverin ½ hissesini 6.5.2009 tarihinde …’a devrettiği ve İdareye başvurarak çifçilik faaliyetini ortak olarak yürüteceklerini, biçerdöveri sadece kendi işlerinde kullanacaklarını belirterek ticari kazanç mükellefiyetinin terkinini istediği ve … ve … tarafından adi ortaklık için 15.5.2009 gün ve 12229 sayılı işe başlama bildiriminde bulunulduğu, İdarece, … ve … adına zirai kazanç mükellefiyetinin tesis edildiği, adi ortaklık adına ise, ticari kazanç hükümleri yönünden gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edildiğinin anlaşıldığı, olayda, …’ın sahibi olduğu biçerdöverin ½ hissesini …’a devriyle oluşan adi ortaklık adına işe başlama bildirimine istinaden ticari kazanç yönünden tesis edilen gelir vergisi mükellefiyeti işleminde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 52 nci maddesi uyarınca yapılan faaliyetin zirai olduğunu, ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dava dosyasından adi ortaklık adına ticari kazanç hükümleri doğrultusunda gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilip edilmediği hususu anlaşılamadığından Vergi Mahkemesince bu hususun araştırılarak karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı adi ortaklık adına tesis edilen ticari kazanç gelir vergisi mükellefiyetinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dava, adi ortaklık adına ticari kazanç yönünden mükellefiyet tesis edildiği ileri sürülerek bu işlemin iptali istemiyle açılmış, Vergi Mahkemesince, adi ortaklık adına işe başlama bildirimine istinaden ticari kazanç yönünden tesis edilen mükellefiyet işleminde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalı vergi dairesi müdürlüğünce verilen savunma dilekçesinde, adi ortaklık tarafından verilen 15.5.2009 tarih ve 12229 kayıt nolu işe başlama bildirimi üzerine ortaklar adına ayrı ayrı zirai kazanç hükümlerine göre gelir vergisi mükellefiyeti tesis edildiği, ortaklık adına da katma değer vergisi yönünden mükellefiyet tesis edildiği belirtilmekte olup dosyada da, davacı ortaklık adına ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti tesis edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, kuruluşu Borçlar Kanunu’nda düzenlenen ve tescil şartına bağlı olmayan adi ortaklığın tüzel kişiliği de bulunmadığından ortaklığın gelir vergisi açısından ortaklardan bağımsız olarak vergilendirilmesi mümkün değildir. Türk vergi sisteminde ortakların paylarına düşen kazançlar ayrı ayrı ticari kazanç sayıldığından her ortak dönem sonunda ortaklık faaliyetinden payına düşen kar/zararı kendi hesabına dahil ederek beyan etmek zorundadır. Bu nedenle, adi ortaklık adına gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Bu bakımdan, adi ortaklık adına ticari kazanç hükümleri doğrultusunda gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilip edilmediği hususu belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken bu yönden araştırma yapılmadan davanın reddi yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, .. Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 17.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.