Danıştay Kararı 4. Daire 2008/2696 E. 2008/4231 K. – T.

4. Daire         2008/2696 E.  ,  2008/4231 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2008/2696
Karar No : 2008/4231

Temyiz Eden Taraflar : 1-…
2-…
İstemin Özeti :Davacı adına 2002 yılı için ikmalen salınan kurumlar vergisi,hesaplanan fon payı ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla; mükellefler hakkındaki vergi inceleme raporlarında belirlenen matrah farkının daha sonra düzenlenecek olan vergi ceza ihbarnameleri için esas kabul edildiği ve tarhiyat öncesi yapılan uzlaşmalarda taraflarca anlaşılan tutarlar üzerinden de ceza ihbarnameleri düzenlendiğinden davalı idarenin tarhiyat öncesi uzlaşmanın sağlanmaması sonucu dava açılamayacağı iddiasının Danıştay’ın da bu yöndeki kararları dikkate alındığında yerinde görülmediği,193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesinde,ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ile kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtlara ait giderlerin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verildiği,buna göre safi kazancın tespitinde indirilebilecek giderlerin, sınırsız olmadığı,dolayısıyla yapılan giderin, sağlanan kazançla arasında dolaysız olmayan ve işin gerekliliğini aşmayan nev’iden bir harcama olması gerektiği,diğer taraftan işletmeye dahil olan taşıtlara ait giderlerin de taşıtın işte kullanılması şartıyla kazançtan indirilebileceği,dosyanın incelenmesinden kongre ve sempozyumlara davet edilen doktorlar için davacı şirket tarafından yapılan konaklama ve ulaşım giderinin “Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri” hesabında muhasebeleştirilerek kurum kazancından indirildiği,diğer taraftan işletmeye dahil olan … plakalı otomobil için yapılan çeşitli giderlerin de kurum kazancından indirim konusu yapıldığı,ancak kongre ve sempozyumların bilimsel amaçlı olması nedeniyle firmanın faaliyet konusu olan ilaç satışıyla ilgisinin bulunmadığı,bahsedilen taşıtın ise işletmeye kayıtlı diğer taşıtlara nazaran lüks olmasından dolayı davacı kurumun %98 paylı ortağının özel ihtiyaçları için ve işle ilgili olmaksızın kullanıldığı sonucuna varılarak bulunan matrah farkı üzerinden vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve fon payı tarhiyatının önerildiği,yapılan tarhiyat öncesi uzlaşma toplantısında ise uzlaşmanın sağlanamaması üzerine dava açıldığının anlaşıldığı,yukarıda belirtilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden,kongrelere katılan doktorların ulaşım ve konaklama masraflarının firmanın iş alanı olan ilaç satış-pazarlama faaliyetiyle doğrudan ilişki kurularak tanıtım giderleri içinde değerlendirilebilmesi için,söz konusu organizasyonun tamamen ilaç tanıtımı amacıyla tertiplenmiş olmasının gerektiği,oysa bahsedilen kongrelerin belirli bir tıbbi konuda meslek mensuplarının bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen bilimsel nitelikli toplantılar olduğu,dolayısıyla işin gerekliliğini aşan nitelikte ve ilaç tanıtımıyla doğrudan ilişkilendirilmesi mümkün bulunamayan bu nev’iden giderlerin kabul edilmemesinde hukuka aykırılık görülmediği,işletme adına kayıtlı aracın işte kullanıldığından bahisle vergi,amortisman ve sigorta bedelinden hesaplanan tutarların kazançtan indirim konusu yapılmasına mani olacak,diğer bir ifadeyle taşıtın işte kullanılmadığı yönünde yapılmış bir tespitte bulunulmadığı halde,sadece aracın niteliklerinden ve iktisap bedelinden hareketle özel amaçla kullanıldığı sonucuna ulaşılarak araca ait giderler nedeniyle bulunan matrah farkının hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle matrahın azaltılmasına karar verilmiştir. Davacı,söz konusu tanıtım ve pazarlama giderlerinin kazancın tespitinde matrahtan düşülebileceğini,davalı idare de tarhiyat öncesi uzlaşmanın sağlanamaması üzerine açılan davanın incelenemeyeceği, otomobil şirket işlerinde kullanılmadığından buna ilişkin giderlerin kazançtan indirilemeyeceğini ileri sürerek kararı bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti :Taraflar karşılıklı olarak temyiz isteminin yasal dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi :Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar,temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar,söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi.
Taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar,bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında,yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz istemlerinin reddine, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…,K:… sayılı kararının onanmasına,araç giderleri yönünden oybirliğiyle,pazarlama satış dağıtım giderleri yönünden oyçokluğuyla,6.11.2008 gününde karar verildi.

K A R Ş I O Y(X)

İlaç pazarlama faaliyetiyle uğraşan davacının kongre ve sempozyumlara davet edilen doktorların ulaşım ve konaklama giderleri ile işletme aktifinde kayıtlı otomobile ilişkin giderlerin, kazancın tespitinde matrahtan indirimi kabul edilmeyerek yapılan tarhiyata karşı açılan davada, matrahın azaltılmasına ilişkin vergi mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı şirket, ilaç pazarlama faaliyetiyle uğraşmakta olup, faaliyeti kapsamında çeşitli kuruluşların düzenlediği, bilimsel içerikli kongrelere katılan doktorların ulaşım ve konaklama giderlerini karşılayarak bu giderlerini kazancın tespitinde indirim konusu yapması, ilaç sektörünün işleyişi göz önüne alındığında reklam, tanıtım ve promosyon giderleri olduğu, bu tür giderlerin şirketin ticari faaliyetinin devamı için gerekli olduğu, bu giderlerin sektör açısından ticari icaplara da aykırılık taşımadığı ve faaliyetten ayrı düşünülemeyeceğinden belirtilen giderlerden kaynaklanan tarhiyatta kanuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği görüşü ile kararın bu kısmına katılmıyoruz.