Danıştay Kararı 4. Daire 2008/1891 E. 2010/906 K. 25.02.2010 T.

4. Daire         2008/1891 E.  ,  2010/906 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2008/1891
Karar No: 2010/906

Temyiz Eden : Tokat Vergi Dairesi Müdürlüğü/TOKAT
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının murisi …’ın yönetim kurulu üyeliğinde bulunduğu … Kooperatifinin ödenmeyen vergi borçlarının …’ın yasal mirasçısı olması nedeniyle davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen 14.4.2007 tarih ve … ile … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 55 inci maddesine göre yönetim kurulunun, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yürüten ve onu temsil eden icra organı olduğu, aynı Kanunun 58 inci maddesinde ise ana sözleşmenin genel kurula veya yönetim kuruluna kooperatifin yönetimini ve temsilini kısmen veya tamamen kooperatif ortağı bulunmaları şart olmayan bir veya birkaç müdüre veya yönetim kurulu üyesine tevdi etme yetkisini verebileceğinin hükme bağlandığı, 1163 sayılı Kanunun bu hükümlerine göre kooperatiflerin yasal temsilcisinin kural olarak yönetim kurulu olmakla birlikte ana sözleşmede verilen yetkiye dayanılarak genel kurul veya yönetim kurulunca kooperatifi idare ve temsil yetkisinin bir veya birkaç müdür veya yönetim kurulu üyelerine bırakılması durumunda, kendisine yetki verilen müdür veya yönetim kurulu üyelerinin kooperatifin yasal temsilcisi sayılacağı, davacının murisi …’ın yönetim kurulu üyesi olduğu ancak kooperatif ana sözleşmesinin 46 ncı maddesinde yönetim kuruluna kooperatifi temsil ve kooperatif adına imza atmaya yetkili kişileri tespit etme yetkisinin verildiği, yönetim kurulunun bu yetkisine istinaden 16.5.2000 tarihli kararıyla Yönetim Kurulu Başkanı …, ikinci başkan … ve muhasip üye …’nin kooperatifi temsile yetkili kılındıkları ve bu kararın da 28.7.2000 tarih ve 5098 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda kanuni temsilci sıfatına sahip olmayan yönetim kurulu üyesinin varisi olan davacının takibinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare temsil yetkisinin devredilmesinin yönetim kurulunun sorumluluğunu kaldırmayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına 25.2.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y(X)

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre kooperatif, yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunur. Yönetim kurulunun, yönetim ve temsil yetkisini müdürlere veya yönetim kurulu üyelerinden birine devretmesi sadece o kişinin kanuni temsilci olduğu sonucunu doğurmaz. Yönetim kurulu üyelerinin tamamı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10 uncu maddesi uyarınca şirketten tahsil edilemeyen vergi borçlarının ödenmesinden sorumludurlar.
Ancak kanuni temsilcilerin takip edilebilmesi için öncelikle borcun kooperatiften tahsilinin olanaksız hale geldiğinin açıkça ortaya konulması gerekmektedir.
Bu nedenle, kooperatif hakkındaki yasal takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılmaksızın, davacının murisinin kooperatifin kanuni temsilcisi olmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal eden Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmediğinden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara karşıyız.