Danıştay Kararı 4. Daire 2007/5181 E. 2009/5183 K. 27.10.2009 T.

4. Daire         2007/5181 E.  ,  2009/5183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/5181
Karar No: 2009/5183

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Maslak Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 13.3.2003 tarihinde hakkında tedrici tasfiye kararı verilen ve Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46/B-3 üncü maddesi uyarınca Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredilen aracı kurum adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredilen aracı kurumun …’ndaki mevduat ve repo gelirleri üzerinden tevkif edilen gelir (stopaj) vergisinin iadesi istemli 6.5.2005 günlü başvuru üzerine davalı idarece, tevkifat işlemi aracı kurumun fona devredildiği tarihten sonra yapıldığından istem konusu tutarın düzeltme yoluyla nakden iade edildikten sonra Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yazısı ile yapılacak iadelerde 6183 sayılı Yasanın 23 üncü maddesinin dikkate alınması gerektiği bildirildiğinden yapılan iadenin bir aylık süre verilerek geri istendiği, davacı tarafından Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46/B maddesi uyarınca tedrici tasfiyeye karar verilen kurumun tüm ödemelerinin duracağı, yatırımcı müşterilerin alacaklarının ödenmesi tamamlandıktan sonra vergi dairesinin alacağının ödeneceği, bu aşamada bir ödeme yapılamayacağının bildirilmesi üzerine dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46/A ve 46/B maddeleri uyarınca tedricen tasfiyeye tabi tutularak Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredilen aracı kurumların tasfiyesinde öncelikle yatırımcılara ödeme yapılacağı, 46 ncı maddenin K fıkrasından sonra eklenen birinci fıkra uyarınca; tedrici tasfiye sürecinde tüm icra takiplerinin duracağı ve tüm malvarlığı üzerinde sadece Fon tarafından tasarrufta bulunulacağı hükümleri ile aracı kurumun tasarruf yetkisinin kaldırılarak Fon eliyle alacakların tahsili ve borçların yatırımcılardan başlanarak ödenmesi suretiyle tasfiyenin sonuçlandırılması amaçlanmış ise de; fona devredilen aracı kurumların kurumlar vergisinden muaf tutulduğu veya elde ettiği kazancın gelir vergisi tevkifatından istisna edildiği yönünde bir düzenlemenin olmadığı, diğer bir anlatımla Fona devredilen kurumların öncelikle müşteri borçlarını ödeyebilmesi için elde edilen gelirin vergilendirilmeksizin tasfiyenin sonuçlandırılacağı yönünde bir istisna veya muafiyet bulunmadığından davaya konu ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, kararın yürürlükteki düzenlemelere aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Hakkında 13.3.2003 tarihinde tedrici tasfiye kararı verilen ve 2003 ve 2004 yıllarında zarar eden kurumun bankadaki mevduat ve repo hesaplarından elde edilen faiz gelirleri üzerinden yapılan gelir vergisi kesintileri 28.9.2005 tarihinde iade edildikten sonra aracı kurumun 21.10.2005 tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş vergi borçları bulunduğu belirtilerek iade edilen miktarın tahsili için düzenlenen 30.11.2005 gün ve 2005/… sayılı ödeme emirlerine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46/B maddesinde; tedrici tasfiyenin amacının, aracı kurumların mal varlığını işin niteliğine göre aynen veya nakde çevirmek suretiyle elde edilen bedeli tahsis ederek, Kanun çerçevesinde yapılan sermaye piyasası faaliyetlerinden dolayı müşterilerine olan nakit ödeme ve sermaye piyasası araçları teslim yükümlülüklerini tasfiye etmek olduğu, tedrici tasfiye karar ve işlemlerinde Türk Ticaret Kanunu, İcra İflas Kanunu ve diğer mevzuatın tasfiye ile ilgili hükümlerinin uygulanamayacağı, hakkında tedrici tasfiye kararı verilen aracı kurumun ödemelerinin duracağı ve tüm mal varlığı üzerinde bu karar tarihi itibariyle sadece fon tarafından tasarruf edileceği, tasfiye bakiyesinin ise; tasfiye amacı kapsamında yer alan hak sahiplerinden alacağının tamamı karşılanamayanların alacağının ödemesinde kullanılacağı, ancak tasfiye bakiyesi bu alacakların tamamını karşılamaya yetmezse ödemelerin garameten yapılacağı, bu alacaklar tamamen karşılandıktan sonra artan kısımdan öncelikle kamu alacakları ve kalandan fonun yaptığı avans ve tasfiye giderleri nedeniyle doğan alacağın ödeneceği, 46/K maddesinden sonra eklenen 1 nci fıkrada ise; tedrici tasfiye çerçevesinde başlamış olan tüm icra takiplerinin kendiliğinden duracağı hükmüne yer verilmiştir.
Fon tarafından tedrici tasfiye işlemleri yürütülen aracı kurumun yukarıda yer alan kanun maddeleri uyarınca tüm ödemeleri durmuş olup tüm mal varlığı üzerinde tasarruf hakkı fona geçmiştir. Yapılan bu düzenlemelerle öncelikle yatırımcı haklarının korunması amaçlanmıştır. Fon tarafından yatırımcıların hakları ödendikten sonra vergi dairesi ve diğer kamu borcu ödemeleri yapılacaktır. Bu bakımdan, tedrici tasfiye kapsamında başlanmış olan tüm icra takipleri yasa gereğince kendiliğinden duracağından, aracı kurumun 21.10.2005 tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş borçları bulunduğu ileri sürülerek iade edilen gelir (stopaj) vergisinin tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya uygunluk görülmediğinden davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerde, davacı temyiz isteminin kabulü ile …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.