Danıştay Kararı 4. Daire 2007/435 E. 2008/1434 K. 21.04.2008 T.

4. Daire         2007/435 E.  ,  2008/1434 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/435
Karar No: 2008/1434

Temyiz Eden : Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 2001 yılına ilişkin faiz gelirleri nedeniyle süresinden sonra verilen gelir vergisi beyannamesi üzerine 1.11.2005 günlü ve … sayılı fişle tahakkuk ettirilen gecikme faizinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112 nci maddesinde, gecikme faizinin ikmalen, re’sen ve idarece tahakkuk ettirilen alacaklar için istenebileceğinin belirtildiği, dosyanın incelenmesinden 2001 yılına ilişkin menkul sermaye iradını süresinden sonra beyan eden davacı adına verginin normal vade tarihinden dilekçe tarihine kadar gecikme faizi hesaplandığının anlaşıldığı, olayda 213 sayılı Kanunun 112 nci maddesine göre re’sen, ikmalen ya da idarece tarh edilen bir vergi bulunmayıp davacının kendi beyan üzerinden vergi tahakkuk ettirildiğinden hesaplanan gecikme faizinin yasal olmadığı gerekçesiyle kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, geç beyan nedeniyle gecikme faizi uygulanmasının yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : 213 sayılı 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre süresinden sonra beyan edilen vergiler re’sen tarh edilmiş sayılacağından süresinden sonra beyanda bulunan davacı adına hesaplanan gecikme faizi yasal olup aksi yöndeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2001 yılına ilişkin faiz gelirleri nedeniyle süresinden sonra verilen gelir vergisi beyannamesi üzerine 1.11.2005 günlü ve … sayılı fişle tahakkuk ettirilen gecikme faizini kaldıran Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112 nci maddesinde, ikmalen, re’sen veya İdarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı süre içinde ödeneceği, gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara alınmayacağı öngörülmüş, aynı Kanununun 30 uncu maddesinin 4008 sayılı Yasa ile değişik dördüncü fıkrasında; “Vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu 30 uncu maddede değişiklik yapan 4008 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin gerekçesinde, vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilmesi veya pişmanlık talebiyle verilip pişmanlık şartlarının ihlal edilmesi halinde dönem matrahlarının takdir komisyonlarınca takdir edildiği ve takdir olunan matrahlar üzerinden de cezalı tarhiyatların yapıldığı ancak, yapılan bu tarhiyatlar nedeniyle idare ile mükellefler arasında ihtilaflar doğduğu, yargı organlarınca da matrahın tadili veya tarhiyatların tamamen terkini yolunda kararlar verildiği, yargı organlarına intikal eden bu olayların sonuçlanmasının da uzun bir zaman aldığı, bu hususlar göz önüne alınarak ve vergilemenin kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla maddenin dördüncü fıkrasının değiştirildiği ve yapılan değişiklikle kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen veya pişmanlık talebiyle verilip, pişmanlık şartları ihlal edilen vergi beyannamesinde beyan edilen matrahlar üzerinden re’sen tarhiyat yapılıp, olayın takdir komisyonuna intikal ettirilmemesinin öngörüldüğü ifade edilmiştir.
30 uncu maddenin 4 üncü fıkrası hükmü ile hükmün getiriliş gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde süresinden sonra verilen beyannamelerdeki matrahların re’sen tarh edilmiş sayılacağı, bu durumun re’sen tarhiyatı düzenleyen 30 uncu madde içinde ayrı ve özel bir yol olarak hükme bağlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Elde ettiği faiz gelirini süresinden sonra beyan eden davacı adına bu beyannamede gösterdiği matrah üzerinden yapılan tahakkukun 213 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca re’sen vergi tarhı kapsamında kabulü gerektiğinden verginin yasal süresinden sonra tahakkuk ettirilmesi nedeniyle ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren anılan Kanunun 112 inci maddesi uyarınca hesaplanan gecikme faizinde yasaya aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.