4. Daire 2007/4177 E. , 2009/751 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/4177
Karar No: 2009/751
Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Site Vergi Dairesi Müdürlüğü/SİVAS
İstemin Özeti : 2002 yılı işlemleri incelenen davacı adına 2002/8,9,10,11,12 dönemleri için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre kesilen vergi ziyaı cezalarını da kapsayan vergi ceza ihbarnamelerinin 4.3.2006 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, dava açma süresinin son günü olan 3.4.2006 tarihinde davacının uzlaşma başvurusunda bulunduğunun, uzlaşma talebinin, uzlaşma komisyonunca 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyatların uzlaşma kapsamında bulunmadığı belirtilerek reddedildiğinin, söz konusu kararın davacıya 27.4.2006 tarihinde tebliğ edildiğinin ve aynı tarihte kayda giren dilekçe ile dava açıldığının görüldüğü, 213 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinde, dava açma süresi içerisinde uzlaşmaya başvurmakla uzlaşmaya varılamaması halinde dava açma süresinin 15 gün uzayacağının belirtildiği, söz konusu hükmün, uzlaşma komisyonunun yetkisine girmeyen konularda da dava açma süresinin uzayabileceği şeklinde yorumlanamayacağı, bu nedenle davacının uzlaşma kapsamına girmeyen tarhiyatın kaldırılması istemiyle dava açma süresinin son günü olan 3.4.2006 tarihine kadar dava açması gerekirken 27.4.2006 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı, ihbarnamede belirtilen uzlaşma komisyonuna dava açma süresi içerisinde başvuruda bulunduğunu, tarhiyatın uzlaşma kapsamına girmediğini bilemeyeceğini, yargılanma hakkının elinden alınmaması gerektiğini, tarhiyata karşı açtığı davanın esastan incelenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun istemin reddi gerektiği düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’ nin Düşüncesi : Dava konusu tarhiyata Vergi Usul Kanunu’nun 344 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ceza uygulandığı için bu tarhiyata karşı uzlaşma yolunun kapalı olduğu tabiidir. Ancak tarhiyata ilişkin vergi ceza ihbarnamelerinde yetkili uzlaşma komisyonu belirtilerek davalı İdare tarafından davacının yanıltılması ve dava açma süresi geçtikten sonra tesis edilen ve davacıya ayrıca tebliğ edilen bir işlemle anılan tarhiyatların uzlaşma kapsamına girmediğinin bildirilmesi üzerine, aynı gün yani Vergi Usul Kanunu’nun Ek 7 nci maddesinde öngörülen 15 günlük ek süre geçmeden açılan davanın süresinde olduğunun kabulü hakkaniyete uygun olacağından temyiz isteminin kabulüyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2002 yılı işlemleri incelenen davacı adına 2002/8,9,10,11,12 dönemleri için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinde, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellefin veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabının; tarhedilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddetin tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Uzlaşmanın amacının vergi tarh eden idare ile vergiyi ödeyecek olan yükümlünün uyuşmazlık çıkarmadan anlaşabilmelerini sağlamak olduğu gözönünde bulundurulduğunda, kanun koyucunun uzlaşma davetine katılan ancak uzlaşamayan yükümlü ile uzlaşma başvurusunda bulunmakla beraber yasal engellerden dolayı uzlaşmayı temin edemeyen yükümlü arasında, dava yoluna başvurma bakımından bir farklılık yaratmak istediği söylenemez.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu tarhiyata ilişkin vergi ceza ihbarnamelerinin 4.3.2006 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, dava açma süresinin son günü olan 3.4.2006 tarihinde davacının uzlaşma başvurusunda bulunduğu, uzlaşma komisyonunca yükümlünün talebinin uzlaşma kapsamında bulunup bulunmadığının öncelikle incelenerek bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, bu zorunluluğa uyulmaksızın, tarhiyatın kaldırılması talebiyle açılacak dava için Yasada öngörülen bir aylık süreden sonraya rastlayan 27.4.2006 tarihinde 213 sayılı Kanunun 344 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyatların uzlaşma kapsamında bulunmadığı belirtilerek uzlaşma talebinin reddedildiği, söz konusu kararın davacıya 27.4.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve aynı tarihte kayda giren dilekçe ile dava açıldığı anlaşılmıştır.
Vergi ziyaı cezası, Vergi Usul Kanunu’nun 344 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kesildiğinden bu konuda uzlaşma yolunun kapalı olduğu açıktır. Ancak tarhiyata ilişkin vergi ceza ihbarnamelerinde yetkili uzlaşma komisyonunun hangisi olduğu yazılarak davalı İdare tarafından davacının yanıltılması ve dava açma süresi geçtikten sonra tesis edilen ve davacıya ayrıca tebliğ edilen bir işlemle anılan tarhiyatların uzlaşma kapsamına girmediğinin bildirilmesi karşısında, bu bildirim üzerine aynı gün, yani bildirimden itibaren 15 günlük ek süre geçmeden açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 12.2.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.