Danıştay Kararı 4. Daire 2007/2148 E. 2007/2804 K. 18.09.2007 T.

4. Daire         2007/2148 E.  ,  2007/2804 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/2148
Karar No: 2007/2804

Temyiz Eden : Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olduğu … Kooperatifinin 1995/4 dönemine ait vergi borçları nedeniyle davacının aracına uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; bir kamu alacağının haciz yoluyla tahsiline çalışılmadan önce borçlu adına ödeme emri düzenlenmesi ayrıca kanuni temsilcinin takip edilebilmesi için de öncelikle borcun tüzel kişiliğin malvarlığından tahsilinin olanaksız hale geldiğinin açıkça ortaya konulması gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda, vergi borcu bulunduğu ileri sürülen kooperatifin tasfiyeye girdiği ve 1996 yılında tasfiyesi sonuçlanarak ticaret sicili gazetesinde tescil ve ilan edildiği, davalı İdare tarafından hacizden önce borcun tahsili amacıyla kooperatif adına ödeme emri düzenlenerek kooperatifin muhasebecisine tebliğ edildiği ileri sürülmesine karşın, sözkonusu muhasebecinin kooperatif adına tebliğ almaya yetkili olduğuna dair bir iddiada bulunulmadığı gibi tebliğ alındısında da bu yolda bir açıklamaya yer verilmediği, bu nedenle yapılan tebliğ işleminin 213 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine aykırı olduğu, öte yandan borcun kooperatifin malvarlığından tahsilinin olanaksız hale geldiği hususunun da somut olarak ortaya konulamadığı, diğer taraftan kooperatifin tasfiye edilip ticaret sicilinden silindiği tarihten sonra haklara sahip olması ve borçlu kılınması hukuken olanaksız olduğundan, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlere ilişkin olsa dahi kooperatif adına işlem tesis edilemeyeceği ve tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda, hukuk aleminde varlığı kalmayan kooperatifin vergi borçlarından dolayı yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olan davacının sorumlu tutulamayacağı ve hakkında haciz tesis edilemeyeceği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, kooperatifin mali müşavirine ödeme emri tebliğ edilmesine karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, borcun tahsili amacıyla haciz varakaları düzenlendiğini, kooperatif hakkında mal varlığı araştırması yapıldığını, yönetim kurulu üyesi olan davacının aracına uygulanan haczin yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacının yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olduğu … Kooperatifinin 1995/4 dönemine ait vergi borçları nedeniyle davacının aracına uygulanan haciz işlemini iptal eden Vergi Mahkemesi kararı davalı İdare tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanuni Temsilcilerin Ödevleri” başlıklı 10 uncu maddesinin son fıkrasında, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu Kooperatifin 28.1.1995 tarihli genel kurul kararıyla tasfiyesine karar verildiği ve bu hususun 24.2.1995 tarihinde tescil edilerek, 7.3.1995 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, tasfiyenin ise kapatılarak, Kooperatifin kaydının silinmesine karar verildiği, bu durumun da 18.3.1996 tarihinde tescil edilerek, 20.3.1996 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Vergi Mahkemesi kararında; Kooperatif adına ödeme emri düzenlenerek kooperatifin muhasebecisine tebliğ edildiği ileri sürülmesine karşın, sözkonusu tebliğ işleminin 213 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine aykırı olduğu, öte yandan borcun kooperatifin malvarlığından tahsilinin olanaksız hale geldiği hususunun da somut olarak ortaya konulamadığı, bu durumda davacı hakkında tesis edilen haciz işleminde hukuka uyarlık görülmediği belirtilmiş, bu gerekçeye ek olarak, kooperatifin tasfiye edilip ticaret sicilinden silindiği tarihten sonra haklara sahip olması ve borçlu kılınması hukuken olanaksız olduğundan, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlere ilişkin olsa dahi kooperatif adına işlem tesis edilemeyeceği ve tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle hukuk aleminde varlığı kalmayan kooperatifin vergi borçlarından dolayı yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olan davacının sorumlu tutulamayacağı ve hakkında haciz tesis edilemeyeceği açıklanmış ve dava konusu haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.

Ancak, 213 sayılı Kanunun anılan 10 uncu maddesinin son fıkrasında yeralan açık hüküm uyarınca, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
Bu nedenle, Vergi Mahkemesi kararının, haciz işleminden önce tebliğ edilmesi gereken ödeme emrine ait tebliğ işlemlerinin hukuka uygun olmadığı ve borcun kooperatifin malvarlığından tahsilinin olanaksız hale geldiği hususunun da somut olarak ortaya konulamadığı şeklinde açıklanan gerekçe yerinde olmakla birlikte, tasfiye edilmek suretiyle hukuk aleminde varlığı kalmayan Kooperatifin vergi borçlarından dolayı yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olan davacının sorumlu tutulamayacağı yolundaki gerekçe yasaya uygun görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin redddine, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına 18.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.