Danıştay Kararı 4. Daire 2007/1506 E. 2007/2909 K. 26.09.2007 T.

4. Daire         2007/1506 E.  ,  2007/2909 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/1506
Karar No: 2007/2909

Temyiz Eden : Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Belirlenen miktarın üzerindeki tahsilatını nakten yaptığı ileri sürülen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 inci maddesine göre ceza kesilebilmesi için bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi gerektiği, olayda anılan maddeye göre ceza kesilmiş ise de, ara kararına İdarece verilen cevapta davacıya yazılı bir bildirim yapılmadığı belirtilmiş olduğundan, maddede öngörülen usule uyulmadan kesilen cezanın yasal dayanaktan yoksun bulunduğu gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, anılan maddeye göre ceza kesilebilmesi için ayrı bir bildirime gerek bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı adına kesilen cezada Kanuna aykırılık bulunmadığından, cezanın kaldırılmasına ilişkin Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Belirlenen miktarın üzerindeki tahsilatını elden nakit olarak yaptığı ileri sürülen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257 nci maddesi ile Maliye Bakanlığı’na, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu getirme ve zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiş olup, bu konuya ilişkin olarak 320 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile konuya ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Aynı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin 5228 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen dördüncü fıkrasında ise, tahsilat ve ödemelerini banka,benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın %5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Kanun’un 127nci maddesinde, “Yoklamadan maksat, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmektir.” denilmiş olup, 131 ‘inci maddesinde ise “Yoklama neticeleri tutanak mahiyetinde olan “yoklama fişine “geçirilir. Bu fişler yoklama yerinde iki nüsha tanzim olunarak tarihlenir, bulunursa nezdinde yoklama yapılana veya yetkili adamına imza ettirilir; bunlar bulunmaz veya imzadan çekinirlerse keyfiyet fişi yazılır ve yoklama fişi polis, jandarma, muhtar ve ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılır.” hükmü mevcuttur.
İncelenen olayda, … Limited Şirketi yetkilisi nezdinde düzenlenen 22.9.2005 günlü ve … nolu tutanak ile bu şirketin davacı … Limited Şirketi’ne bir kısım ödemelerini nakit olarak elden yaptığı tespit edilerek, davacı adına tahsilat için öngörülen usullere uymadığı iddiasıyla dava konusu özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Sözkonusu tutanak davacı nezdinde değil, bir başka şirket yetkilisi nezdinde düzenlendiği için davacıyı ilzam etmesi ve davacı nezdinde yapılmış başka bir tespit bulunmadan bu tutanağa dayanılarak ceza kesilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, bir başka şirket yetkilisi nezdinde düzenlenen tutanak esas alınarak davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında kanuna uygunluk bulunmadığından, cezanın kaldırılmasına ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…,K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına 26.9.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257 nci maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak uygulamaya konulan, belirli bir miktarı aşan ödeme ve tahsilatların banka, benzeri finans kurumu veya posta idareleri aracılığıyla yapılmasına ilişkin zorunluluğa uymayan davacı adına Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran Mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257 nci maddesi ile Maliye Bakanlığı’na, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu getirme ve zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiş olup, 320 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bu konuya ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355 inci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun 86, 148,149,150,256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiş olup, ikinci fıkrasında “Bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır. ” denilmekte, üçüncü fıkrasında da “özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede bu mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan madde hükümlerine göre, Kanun’un 148,149,150 nci maddelerinde düzenlenen bilgi verme zorunluluğu ile 256 ncı maddesindeki defter ve belgelerle diğer kayıtların ibraz mecburiyeti ve 257 ve mükerrer 257 nci maddelerde yer alan diğer zorunluluklarla ilgili olarak ceza müeyyidesi uygulanacağını bildiren bir yazının tebliğ edilmesi gerektiği, bu yazının tebliğine rağmen yükümlülükleri yerine getirmeyenlere birinci fıkrada belirlenen miktarda maktu özel usulsüzlük cezası kesileceği, ceza kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmelerinin isteneceği, verilen sürede yine yerine getirilmemesi halinde ise anılan cezanın bir kat artırılarak uygulanacağı anlaşılmaktadır. Bu hükümlere göre, ceza kesilmesini gerektiren fiiller bilgi vermeme veya ibraz mecburiyetini yerine getirmeme türünden fiiller olup,bu fiiller nedeniyle ceza kesilebilmesi için öncelikle müeyyideyi de ihtiva eden bir yazının tebliği şarttır. Ceza kesilmesine rağmen fiilde ısrar edilmesi halinde ise mecburiyetin yerine getirilmesi için ikinci bir yazının tebliği ve bir kat artırılmış ikinci bir ceza öngörülmektedir.
Mükerrer 355 inci maddeye 5228 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen dördüncü fıkrada ise, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için işleme konu tutarın %5 i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği, bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında ikinci bir cezayı öngören üçüncü fıkra hükmünün ise uygulanmayacağı belirtilmiştir. Mükerrer 257 nci maddede belirtilen diğer zorunluluklara uyulmaması halinde birinci fıkraya göre ceza kesilebilecek iken, anılan fıkra ile, tahsilat ve ödemelerini belirlenen şekilde tevsik etmeyen mükellefler için diğerlerinden bağımsız bir ceza uygulaması getirilmiştir. Maddenin birinci fıkrasındaki ceza kesilmesini gerektiren fiiller devamlılık arzeden bir nitelikte olup, bu fiiller için maktu miktarlarda özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Dördüncü fıkradaki düzenlemeye göre ceza kesilmesini gerektiren fiil ise, ödeme ve tahsilatın banka, benzeri finans kurumu veya posta idarelerince yapılmaması olup, ödeme veya tahsilatın belirlemenin dışında başka bir şekilde yapılmış olması durumunda suç oluşmakta ve ceza kesilmesini gerektiren koşullar tamamlanmış olmaktadır. Bu nedenle, bu fiilleri gerçekleştirenlere ceza kesilmesi için, maddede bilgi verme ve ibraz zorunluluğu için öngörülen bir yazının tebliğ edilmesine gerek bulunmadığı gibi, anılan fiilde ısrar imkanı bulunmadığından ikinci bir yazı ve ceza da öngörülmemiştir. Sonuç olarak, dördüncü fıkraya göre nispi miktarda özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için ödeme veya tahsilatın Genel Tebliğle belirlemenin dışında başka bir yolla yapıldığının somut ve hukuken geçerli olarak tespiti yeterli olup, ayrıca önceden bir yazı tebliğine gerek bulunmamaktadır.
İncelenen dosyada, davacının hizmet verdiği … Limited Şirketi yetkilisi nezdinde düzenlenen tutanak ile bu şirketin davacıya bir kısım ödemelerini nakit olarak elden yaptığı tespit edilmiştir. Anılan ödemeler Tebliğde belirlenen tutarın üzerinde olduğu gibi, davacı tarafından da söz konusu tahsilatın bu şekilde yapıldığı kabul edilmektedir. Dolayısıyla, davacının tahsilatını nakit olarak elden yapması fiili somut olarak tespit edilmiş ve olayda ceza kesilmesini gerektiren yasal koşullar gerçekleşmiştir.
Bu durumda ceza kesilmesi için Mükerrer 355 inci maddenin dördüncü fıkrasında aranan koşullar gerçekleşmiş olduğundan, söz konusu cezaya karşı açılan davanın reddi gerekirken, maddenin birinci fıkrasına göre ceza kesilmesi için gereken koşulların oluşmadığı gerekçesiyle cezanın kaldırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan,davacıya ödeme yapan … Limited Şirketi adına kesilen özel usulsüzlük cezası, Vergi Usul Kanunu’nun 353/1 inci maddesi uyarınca verildiğinden, bu cezaya ilişkin yargı kararları ile varılan sonucun incelenmekte olan uyuşmazlığın çözümüne hukuki bir etkisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.