Danıştay Kararı 4. Daire 2006/4937 E. 2007/3286 K. 24.10.2007 T.

4. Daire         2006/4937 E.  ,  2007/3286 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/4937
Karar No: 2007/3286

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
İstemin Özeti : Davacı Vakfın iktisadi işletmesi tarafından Vakfa aktarılan kazancın Vakıf bakımından iştirak kazancı olduğu, bu nedenle tevkifat yapılması gerektiği ileri sürülerek düzenlenen rapor uyarınca davacı adına 2002/4 dönemi için gelir(stopaj) vergisi salınmış, fon payı hesaplanmıştır. …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin 6/b-i alt bendinde, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara isabet eden kısım düşüldükten sonra, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından vergi tevkifatı yapılacağının belirtildiği, bendin parantez içi hükmünde, kurumlar ile gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve muaf olanlara ödenenlerin tevkifat kapsamına dahil edildiği, 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde menkul sermaye iradının tanımlandığı, ikinci fıkranın 1 numaralı bendinde her nevi hisse senetlerinin kar paylarının, 2 numaralı bendinde iştirak hisselerinden doğan kazançların kaynağı ne olursa olsun menkul sermaye iradı sayıldığı, davacı Vakfın iktisadi işletmesinin vergi sonrası kazancını bağlı bulunduğu Vakfa aktarmasının bir kar aktarımı olduğu, bu aktarımın, … Vakfı yönünden anılan Kanunun 75 inci maddesinin 1 inci fıkrasının 2 nci bendinde belirtilen iştirak kazancı niteliği taşıdığı, bir kazancın iştirak kazancı sayılabilmesi için bir başka kurumun hisselerine sahip olunmasının zorunlu bulunmadığı, bağlı veya ait kuruluşun tamamına sahip olunması halinde de bir iştirak kazancı elde edilmesinin sözkonusu olduğu, kendisi vergiye tabi olmayan bir vakfın, sermayesini temin ederek vergiye tabi bir kuruluş oluşturması halinde kendisine aktarılan gelirin iştirak kazancı sayılması gerektiği, menkul sermaye iradını elde edenin kurum olması ya da gelir veya kurumlar vergisinden muaf olması da Kanunun 94 üncü maddesinin 6/b-i bendine göre yapılacak tevkifatı etkilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, İktisadi işletmenin kurumlar vergisi mükellefi olduğunu, Vakfa aktarılan paranın kar payı niteliğinde menkul sermaye iradı sayılamayacağını, sözkonusu paranın Vakıf tarafından da iştirak kazancı olamayacağını, zira, iştirakin birden çok gerçek veya tüzel kişiler arasında olabileceğini, oysa iktisadi işletmenin Vakfın bir parçası olduğunu, iştirakte sorumluluğun sermaye payı ile sınırlı olduğunu, oysa olayda böyle bir durumun sözkonusu olmadığını, iktisadi işletmede kullanılan sermayenin tamamı ticari nitelikte olduğundan, 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesi kapsamında olamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan 6-c bendinde yer alan hüküm uyarınca, davacının iktisadi işletmesi tarafından davacı Vakfa aktarılan kar payından vergi kesintisi yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle, davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı … Vakfının iktisadi işletmesi tarafından Vakfa aktarılan kazancın Vakıf bakımından iştirak kazancı olduğu, bu nedenle tevkifat yapılması gerektiği ileri sürülerek düzenlenen rapor uyarınca davacı adına 2002/4 dönemi için salınan gelir(stopaj) vergisi ile hesaplanan fon payınının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan 6-c bendinde; vakıflar ve derneklerin (kanunla kurulan dernek veya vakıflar ile sendikalar, meslek odaları ve bunların üst kuruluşları, borsalar ve siyasi partiler hariç), iktisadi işletmelerinden elde edilenler dışında kalan ve tevkifata tabi tutulmamış olan her türlü gelirlerinden (dernek ve vakıflara kuruluşları sırasında tahsis edilen sermaye, üyelerine emeklilik aylık ve ikramiyesi vermek üzere çalışan vakıfların aidat gelirleri hariç, sıfır oranda tevkifata tabi tutulmuş gelirleri ile bağış ve yardımlar dahil) tevkifat yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca vakıf ve derneklerin iktisadi işletmelerinden elde ettikleri gelirler, gelir vergisi tevkifatı dışında kalacağından bu işletmelerin bağlı oldukları vakıf ve derneklere aktardıkları kar paylarından vergi kesintisi yapılması mümkün değildir.
İncelenen dosyada; … Vakfına, vakfa bağlı iktisadi işletme tarafından 2002 yılı Nisan ayında aktarılan kardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağının Defterdarlık makamına sorulması üzerine sözkonusu kar payının tevkifata tabi olmayacağı görüşünün açıklandığı, daha sonra Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının anılan kar payının vakıf açısından iştirak kazancı olduğuna ilişkin yazısı doğrultusunda önceki görüşün değiştirildiği, bunun üzerine yapılan inceleme sonucu tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır.
193 sayılı Kanunun anılan 94 üncü maddesinin 6-c bendinde yer alan hüküm dikkate alındığında davacının iktisadi işletmesi tarafından bağlı bulunduğu vakfa aktardığı kar payından kesinti yapılamayacağı açık olduğundan, dava konusu tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, Mahkeme tarafından 193 sayılı Kanunun anılan hükmü esas alarak karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlıkla ilgisi bulunmayan aynı maddenin 6-b-i bendi hukuki dayanak alınıp karar verilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 24.10.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI O Y

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle karara karşıyım.