Danıştay Kararı 4. Daire 2006/3815 E. 2007/2958 K. 27.09.2007 T.

4. Daire         2006/3815 E.  ,  2007/2958 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/3815
Karar No: 2007/2958

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü /İSTANBUL
İstemin Özeti : 1997 ve 1998 yıllarına ait vergi borcunun tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı adına 1997 ve 1998 yıllarına ilişkin olarak yapılan tarhiyata karşı açılan davanın kısmen kabulü yolunda verilen Mahkemelerinin 17.10.2002 günlü ve E:…, K:… sayılı kararının davalı İdare tarafından temyiz edilmesini takiben, davacının 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’ndan yararlanmak üzere 28.3.2003 tarihinde başvuruda bulunduğu, Mahkemelerince verilen kararla hükme bağlanan tutar üzerinden taksitlendirme yapılmasına karşın, davacının vergi borçlarını ödemediği, öte yandan tarhiyat hakkında verilen kararın temyiz incelemesinde Danıştay Dördüncü Dairesinin 21.5.2003 günlü ve E:2003/919, K:2005/1417 sayılı kararıyla temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinin anlaşıldığı, davacının vergi borçlarını 4811 sayılı Kanundan yararlanarak ödemek istediği ve davadan vazgeçtiğinin sabit olduğu, bu husus dikkate alınarak davalı İdarenin temyiz isteminin de anılan Danıştay kararıyla sonuçlandırıldığı, bu nedenle davacının 4811 sayılı Kanundan yararlanma başvurusunun olmadığı yönündeki iddialarının kesinleşen Danıştay kararı karşısında incelenmesine olanak bulunmadığı, bu iddiaların ancak sözkonusu kararın karar düzeltme istemine konu edilmesi halinde mümkün olabileceği, bu durumda taksitlendirilen borçları ödemeyen davacının, 4811 sayılı Kanundan yararlanması mümkün olmadığından tarhedilen vergi ve kesilen cezaları davaya konu ettiği tutar üzerinden ödemesi gerektiği, bu nedenle düzenlenen ödeme emrinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 4811 sayılı Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunmadıklarını, başvuru dilekçesindeki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığı gibi dilekçenin kimin tarafından verildiğinin de belli olmadığını, imza istikdabı yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına 27.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.