Danıştay Kararı 4. Daire 2006/2314 E. 2006/2052 K. 03.10.2006 T.

4. Daire         2006/2314 E.  ,  2006/2052 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/2314
Karar No: 2006/2052

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının banka hesabı üzerine haciz uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu hükmüne yer verildiği, davacı tarafından haczin, … şubesinin 4.10.2005 tarihli yazısı üzerine öğrenildiği belirtilerek 10.10.2005 tarihinde dava açılmışsa da davacının davalı İdareye dilekçe verdiği 21.7.2005 tarihinde hacizden haberdar olduğu anlaşıldığından 12.9.2005 gününe kadar dava açılması gerektiği halde 10.10.2006 gününde açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, haczin 1993 yılı borçları nedeniyle uygulandığını, bu yıla ilişkin borçların dava konusu edilip, Mahkeme kararıyla terkin edildiğini, 21.7.2005 tarihli dilekçesinin hacizden haberdar olduğu şeklinde yorumlanamayacağını, 1993 yılı için mükerrer tarhiyat yapıldığını, buna karşı 26.7.2005 tarihinde açılan davada yürütmenin durdurulmasının istenmesi üzerine verilen kararda, dava açılmış olması nedeniyle tahsilat işlemlerinin kendiliğinden duracağının belirtildiği, haciz işleminin 4.10.2005 tarihli yazı ile öğrenildiğini ve bunun üzerine açılan davanın süresinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Dava konusu işlemin subjektif niteliği ve davacıya doğrudan tebligat yapılmadığı hususları dikkate alındığında davacının bilgi almak ve tereddütlerini gidermek amacıyla dilekçe verdiği tarih haciz işleminin öğrenildiği tarih olarak kabul edilip, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmediğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi davacının … Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben 21.7.2005 tarih ve 47473 kayıt sayı ile verdiği dilekçe ile haciz işleminden haberdar olduğu anlaşıldığından idari dava açma süresinin bu tarihte başladığının kabulü gerekeceğinden istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Davacı tarafından, banka hesabı üzerine haciz uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı süreaşımı nedeniyle reddeden mahkeme kararının, dava konusu işlemin kendisine tebliğ edilmediği, haciz işleminin 4.10.2005 tarihli yazı ile öğrenildiği ve bunun üzerine açılan davanın süresinde açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü yer almaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun dava açma süresi başlıklı 7 inci maddesinde ise, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hükmüne yer verilmiş olup, aynı Yasanın sürelerle ilgili genel esaslar başlıklı 8 inci maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın ve ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı öngörülmüştür.
Anayasanın 125 inci maddesinde ve 2577 sayılı Kanunun 7 inci maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin hesabında başlangıç tarihi olarak yazılı bildirimin esas alınacağı kurala bağlanmış olduğundan, subjektif işlemlere karşı açılacak idari davalarda, dava açma süresinin işlemeye başlayabilmesi için İdari işlemin ilgilisine yazılı olarak bildirimi (tebliği) zorunludur.
Bu kural, yönetilenlere menfaatlerini ihlal eden nitelikteki işlemlerin idare tarafından açık ve anlaşılabilir bir biçimde duyurularak bir yandan onlara bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmaları konusunda inceleme ve düşünme imkanı sağlamak, öte yandan, gereksiz, belirsiz ve mükerrer başvurulara meydan vermemek amacını taşımaktadır. Ancak bu kural İdarenin, yazılı bildirimde bulunmadan uygulama yapması veya ilgili belgeyi dosyaya ibraz edememesi halinde, uygulama, uygulamanın sonuçları, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin, dava konusu işlemin ve bununla ilgili diğer işlemlerin özelliği değerlendirilerek bunların yazılı bildirime karine olarak alınmasına ve belli bir tarihin yazılı bildirimin yapıldığı en son tarih olarak kabul edilmesine engel değildir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, … şubesi tarafından yapılan içeriği belirsiz sözlü açıklama üzerine tereddütleri gidermek ve konu hakkında bilgi almak için 21.7.2005 tarihinde verdiği dilekçe üzerine davacıya bir borç dökümü verildiği, bu borç dökümüne karşı dava açıldığı ve yürütmenin durdurulmasının istenilmesi üzerine … Vergi Mahkemesince verilen … günlü ve E:… sayılı kararda, dava açılmış olması nedeniyle tahsilat işlemlerinin duracağının belirtildiği, … Kazasker şubesinin 4.10.2005 günlü yazısı üzerine ise haczin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre Vergi Mahkemesince, dava konusu işlemin subjektif niteliği ve davacıya doğrudan tebligat yapılmadığı hususu gözönünde bulundurularak davanın süresinde açılıp açılmadığı konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken davacının bilgi almak ve tereddütlerini gidermek amacıyla dilekçe verdiği tarih haciz işleminin öğrenildiği tarih olarak kabul edilerek davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 31.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.