Danıştay Kararı 4. Daire 2006/2262 E. 2007/1907 K. 06.06.2007 T.

4. Daire         2006/2262 E.  ,  2007/1907 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/2262
Karar No: 2007/1907

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 2005/1-3 üncü dönem geçici vergi beyannamesini, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 33 üncü maddesi uyarınca … Şubesinin ilgili yıla ait kurum kazancının tamamının kurumlar vergisinden müstesna olduğu ihtirazi kaydıyla veren davacı adına tahakkuk ettirilen geçici verginin kaldırılması ve iadesi istemiyle dava açılmıştır. …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesine 5228 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesiyle eklenen 10 uncu bendinde,kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri (esas faaliyet konusu finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) aracılığı ile elde ettikleri ve iş yeri veya daimi temsilcinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü taşıyan ve en az % 75 i ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde olan ve elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar Türkiye’ye transfer ettikleri kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna tutulduğu, 5228 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen ve 31.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 33 üncü madde de,Kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde ettikleri kurum kazançlarının 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak şartıyla kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verildiği,bu istisnadan yararlanabilmek için kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş yeri veya kanuni temsilcisi aracılığıyla elde edilen kurum kazançlarının, Kanunun yayımı tarihinden itibaren 31.12.2004 tarihine kadar elde edilmiş olması ve bu kazançların 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması gerektiği, davacı tarafından … şubesinden elde edilen kazancın tamamının kurumlar vergisinden müstesna olduğu iddia edilmekte ise de, yukarıda açıklanan her iki maddenin yürürlük tarihleri dikkate alındığında bu tarihler dışında kalan dönemlerde elde edilen kazançların istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, dönemsellik ve tahakkuk ilkeleri dikkate alındığında 2004 yılında elde edilen şube kazancının tamamının kurumlar vergisinden istisna olması gerektiğini ileri sürülerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Hülya …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı kurum tarafından 2005/1. dönem kurum geçici vergisi beyannamesinin, 5228 sayılı Kanunun 35 nci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen Geçici 33 üncü madde uyarınca yurt dışında faliyet gösteren banka şubesinden elde edilen kazancın tamamının kurumlar vergisinden müstesna tutulması gerektiğinin ihtirazı kaydıyla verilmesi sonucu, tahakkuk ettirilen kurum geçici vergisine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’na 5228 Sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle eklenen ve 31.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren kurumlar vergisi Kanunu Geçici 33 üncü maddesinde “Kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde ettikleri kurum kazançları 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna tutulacağı” hükme bağlanmıştır.
Anılan bu maddeden faydalanabilme şartlarının ise;
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları ile,
Yurtdışında bulunan işyeri veya kanuni temsilcisi aracılığıyla elde edilen kurum kazançlarının,
Kanunun yayımı tarihinden itibaren 31.12.2004 tarihine kadar elde edilmiş olması ve
Bu kazançların 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması koşullarına bağlanmıştır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacı kurum, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 33 üncü maddesi gereğince, … şubesinden 2004 yılında elde edilen kazançlarının tam yıl olarak tamamının müstesna tutulması gerektiği iddiasıyla 17.5.2005 günlü ve … sayılı ihtirazı kayıtla beyan edilen ve 2004 yılının 1.1.2004-31.7.2004 dönemine isabet eden kazanca isabet eden ve tahakkuk eden vergilerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Ancak davacı kurumun … Şubesi aracılığı ile 2004 yılı içinde Kanunun yürürlük tarihi olan 31.7.2004 tarihinden önce elde edilen ve dava konusu yapılan kazancın Kanunda açıkça belirtilen hüküm uyarınca Kurumlar Vergisinden müstesna tutulmasına olanak yoktur.
Davacı kurumun … Şubesinin, … yasaları çerçevesinde faliyet göstermekte olan bir banka şubesi olup, 2004 yılına ilişkin kazançların ne şekilde beyan edileceği ve hangi hallerde istisnadan yararlanılacağı kanun maddelerinde ve gerekçelerinde belirtilmiş olup, 1.1.2004-31.7.2004 tarihleri arasında elde edilen kazançların istisna ile ilgili olarak teşvik mevzuatı, Çerçevesinde getirilmiş, geçici ve yürürlük süresi kanunda açıkça belirtilmiş olan bir düzenlemenin uygulama alanını genişletmek anılan yasanın getiriliş amacına aykırıdır.
Bu durumda 31.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren Kanunun açık hükmü karşısında ihtirazı kayıtla verilen kurum geçici vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden kurum geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle yükümlü kurum temyiz isteminin reddi ile temyize konu Vergi Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2005/1-3 üncü döneme ilişkin geçici vergi beyannamesini Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 33 üncü maddesi uyarınca … Şubesinin ilgili yıla ait kurum kazancının tamamının kurumlar vergisinden istisna tutulması gerektiği yolundaki ihtirazi kayıtla veren davacı adına tahakkuk ettirilen geçici verginin kaldırılması ret ve iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 5228 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle eklenen ve 31.7.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Geçici 33 üncü maddede, kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde ettikleri kurum kazançlarının 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir.
5228 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici madde ile sınırlı bir süre için kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan iş yeri veya kanuni temsilci aracılığıyla elde edilen kurum kazançlarının, kanunun yayımlandığı 31.7.2004 tarihinden itibaren 31.12.2004 tarihine kadar elde edilerek ve 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması şartlarıyla kurumlar vergisinden müstesna tutulması amaçlanmıştır. Kanunun gerekçesinde de, bu istisnanın uygulanması ile ilgili olarak gözönüne bulundurulması gereken en önemli hususun iştirak kazancı veya şube kazancının elde ediliş tarihi olduğu belirtilip, sadece bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 31.12.2004 tarihine kadar elde edilen iştirak kazançları ile şube kazançlarının istisnadan yararlanabileceği açıklanmıştır.
Uyuşmazlıkta,davacı banka tarafından 2005/1-3 üncü dönem geçici vergi beyannamesi, kazancın … Şubesi aracılığıyla 31.12.2004 tarihi itibarıyla elde edildiği ihtirazi kaydıyla verilerek beyan edilen matrah üzerinden tahakkuk eden geçici verginin kaldırılması istemiyle dava açılmış ise de, kazancın Kanunun yürürlük tarihi olan 31.7.2004 tarihinde önce elde edilen kısmının kurumlar vergisinden istisna tutulması Kanunun açık hükmü ve gerekçesi dikkate alındığında hukuken mümkün olmadığından, Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle, …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına 6.6.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na 5228 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle eklenen ve 31.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 33 üncü maddesinde, kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığı ile elde ettikleri kurum kazançlarının 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna olduğu düzenlenmiştir.
Kanunun gerekçesinde, bu istisnanın uygulanması ile ilgili olarak gözönüne bulundurulması gereken en önemli hususun iştirak kazancı veya şube kazancının elde ediliş tarihi olduğu, sadece bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 31.12.2004 tarihine kadar elde edilen iştirak kazançları ile şube kazançlarının istisnadan yararlanabileceği açıklanmıştır.
Türk Vergi Sisteminde dönemsellik ilkesi geçerli olup, kazanç, hesap dönemi itibarıyla tespit edilir. Kanun gerekçeside dikkate alındığında şube kazancı, hesap dönemi itibarıyla tespit edildiğinden, davacı bankanın şube aracılığıyla elde ettiği kazancın da hesap dönemi sonu olan 31.12.2004 tarihinde elde edildiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu nedenle, Davacının Bankanın şube aracılığıyla 2004 yılında elde ettiği kazancın tamamının kurumlar vergisinden istisna tutulması gerektiğinden aksi yöndeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyım.