Danıştay Kararı 4. Daire 2006/2259 E. 2007/339 K. 14.02.2007 T.

4. Daire         2006/2259 E.  ,  2007/339 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/2259
Karar No: 2007/339

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
İstemin Özeti : Davacı adına tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Kanunun 15’inci maddesinde, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların, haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açılabileceğinin belirtildiği, ihtiyati hacze ilişkin işlem, davacıya 29.11.2005 tarihinde tebliğ edildiği halde yedi günlük süre geçirildikten sonra 22.12.2005 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesine göre süresinden sonra açılan davanın reddine karar vermiştir. Davacı, kendileri hakkında uygulanan ihtiyati hacze ilişkin bir bildirimin bulunmadığını, kendilerinden teminat istendiğini ve teminat gösterme işlemlerinin henüz tamamlanmadığını, ihtiyati tahakkuka karşı açtıkları davada birleştirme kararı verildiği halde birleştirmenin yapılmadığını, ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : İhtitiyati haczin uygulandığını öğrenilmesi üzerine açılan dava süresinde olduğundan aksi yönde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi:
Davacı adına tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13’üncü maddesinde, maddede belirtilen hallerden birinin mevcudiyeti halinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre ihtiyati haczin derhal tatbik olunacağının, 15′ inci maddesinde ise, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların, haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açabilecekleri gibi, haczin uygulanması durumunda da uygulamanın öğrenilmesi üzerine öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde dava açabileceklerdir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alındığına ve teminat gösterilmediği takdirde yasal cebri takip işlemlerine başlanacağına ilişkin 29.11.2005 günlü yazının 29.11.2005 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 26.11.2005 tarihli yazı ile davacının hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, davacının da bu uygulama işlemini 16.12.2005 tarihinde öğrendiğini belirterek 22.12.2005 tarihinde dava açtığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı İdarece alınan ihtiyati haciz kararına değil bu kararın uygulandığının öğrenilmesi üzerine uygulama işleminin iptali istemiyle 30 günlük yasal süresinde dava açıldığı açık olduğundan, süre aşımı nedeniyle davayı reddeden Mahkeme kararında yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 14.2.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Davacı adına tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinde, maddede belirtilen hallerden birinin mevcudiyeti halinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre ihtiyati haczin derhal tatbik olunacağı, 15 inci maddesinde ise, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların, haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açmaları gerektiği açıktır. Diğer taraftan haczin ilgilisine bildirilmemesi halinde haczin uygulanması üzerine de uygulamanın öğrenilme tarihinden itibaren süresi içinde dava açılması mümkündür. 6183 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde yer alan “haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanların, haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği” şeklinde yapılan ayrım; yukarıda açıklanan şekilde anlam ifade etmekte olup, ihtiyati haciz ile uygulamasının birbirinden farklı hukuki sonuçlar doğuran iki ayrı işlem olarak değerlendirilmesi ve bunlara karşı ayrı ayrı dava açma hakkı tanınıp, uygulama işlemine karşı ihtiyati haciz için öngörülen yedi günlük süreden farklı olarak otuz gün içinde dava açılabileceğini kabul etmek mümkün değildir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen 13’üncü madde hükmünde açıkça ifade edildiği gibi, karar alınması ile birlikte derhal tatbik edilen ihtiyati haciz kararının, uygulanmasının ayrı bir idari işlem olarak nitelendirilip 6183 sayılı Kanun’da öngörülen başvuru yolları ve dava açma süresine ilişkin düzenlemeler kapsamından çıkarılarak yargısal denetimin yapılmasına hukuken olanak yoktur.
Davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alındığına ve teminat gösterilmediği takdirde yasal cebri takip işlemlerine başlanacağına ilişkin 29.11.2005 günlü yazı 29.11.2005 tarihinde davacıya tebliğ edildiği halde bu işleme karşı yedi gün içinde dava açılmaması nedeniyle, … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 26.11.2005 tarihli yazı ile davacının hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı ve bu uygulama işleminin de 16.12.2005 tarihinde öğrenildiği belirterek 22.12.2005 tarihinde açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararında yasaya aykırılık görülmediği, istenilen teminatın gösterilmesi halinde ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle idareye her zaman başvurulabileceği, istemin reddi halinde bu işleme karşı ayrı bir dava açılabileceği görüşüyle karara karşıyım.

K A R Ş I O Y

Mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar yerinde ve mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.