Danıştay Kararı 4. Daire 2006/2002 E. 2006/3171 K. 25.12.2006 T.

4. Daire         2006/2002 E.  ,  2006/3171 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/2002
Karar No: 2006/3171

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : 1998 ve 1999 yıllarında off-shore faiz geliri elde etmesine karşın beyanname vermediği ileri sürülen davacı adına takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden re’sen gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, ağır kusur ve vergi ziyaı cezası kesilmiştir. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; maliye müfettişlerince kıyı bankacılığından elde edilen faizlerle ilgili yapılan çalışmalarda ulaşılan sonuçların, ilgililerin adreslerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine bildirilerek ,mükellefiyetlerinin tesisi yapıldıktan sonra faiz miktarı kati olarak saptanamadığından listelerdeki paralar gelen giden şeklinde nitelendirilip,elde edilen faiz miktarları belirlenerek tarhiyat yapılmasının önerildiği,davalı İdare tarafından ise,böyle bir çalışma yapılmadan zamanaşımı dikkate alınarak matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edildiği ,takdir komisyonunca da listelerdeki tutarların tamamının matrah olarak takdir edildiği, mahkemelerince verilen ara kararıyla davalı İdareden, yapılan tarhiyat tutarının net olup olmadığının anlaşılamaması nedeniyle hesap pusulaları,maliye müfetişliğince açıklama yapılmasına karşın listelerdeki tutarlar üzerinden tarhiyat yapılmasının nedeninin açıklanması, bankalardan gelen net faiz miktarlarının bankalarca onaylanan belgelerle ispatlanması ve off shore faiz geliri dışında elde edilen faiz geliri var ise bunun ayrıştırılmasının istendiği,davalı İdare tarafından ,Müflis … İflas İdaresi’nin 17.8.2005 günlü ve 4640 sayılı yazısının gönderildiği,sözü edilen yazıda ise,davacının Bankanın Sirkeci Şubesinde izlenen hesabı olmadığı,gelen havale-giden havale şeklinde ifade edilen rakamların listede yer aldığı,bu havaleler içinde faiz olup olmadığı hususunun tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği,bu durumda ,miktarı kesin olarak tespit edilemeyen faiz üzerinden yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar verilmiştir.Davalı İdare,yapılan tarhiyatta usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
1998 ve 1999 yıllarında off-shore faiz geliri elde etmesine karşın beyanname vermediği ileri sürülen davacı adına takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden re’sen salınan gelir vergisi, hesaplanan fon payı ile kesilen ağır kusur cezasını ve vergi ziyaı cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde menkul sermaye iradı, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı, faiz kira ve benzeri iratlar olarak tanımlanmış ve kaynağı ne olursa olsun bentler halinde sayılan iratların menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir. 7 nci bentte, mevduat faizlerinin menkul sermaye iradı olduğu ve bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler, bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler ile bankalar ve 2499 Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizlerin de mevduat faizi sayılacağı parantez içi hükümle açıklanmıştır.
Anılan bu düzenlemelere göre,off shore bankaların kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunmakla beraber mevduat topladıklarından bu faaliyetleri nedeniyle 7 nci bentte belirtilen ”banka” kapsamında değerlendirilmesi ve bu kurumlardan elde edilen faiz gelirlerinin tutarı ne olursa olsun TL cinsinden elde edilmesi durumunda enflasyondan arındırılarak beyan edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının , maliye müfettişi tarafından, Sultanahmet Vergi Dairesinde menkul sermaye iradına ilişkin olarak yapılan çalışmalarda off-shore faiz geliri elde ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Vergi Mahkemesince,davalı İdareden off-shore hesaplardan davacının elde ettiği faiz gelirleri ile ilgili belgeler istenerek inceleme yapılması sonucu, Müflis … İflas İdaresinin 17.8.2005 günlü 4640 sayılı yazısına dayanılarak davacının hesabında ”gelen havale, giden havale” şeklinde ifade edilen rakamların listede yer aldığı ancak bu rakamlar içinde faiz olup olmadığının anlaşılamadığı gerekçesiyle vergi ve cezalar kaldırılmış ise de, davalı İdarenin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (Tasfiye Dairesi Başkanlığı) tarafından davalı İdareye gönderilen 12.12.2005 günlü ve 6162/49334 sayılı yazı ve eklerinde ,davacının 1998 yılı için …, 1999 yılı için ise … Lira faiz geliri elde ettiği belirtilmektedir. Bu durumda , söz konusu belgeler ile takdir komisyonu kararının dayanağı belgeler istenerek ilgili yıllarda davacının elde ettiği faiz gelirleri net tespit edilip, bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdare temyiz isteminin kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.