Danıştay Kararı 4. Daire 2006/199 E. 2007/1099 K. 09.04.2007 T.

4. Daire         2006/199 E.  ,  2007/1099 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/199
Karar No: 2007/1099

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğü/ANKARA
İstemin Özeti : 2000/1,2,3,4,5,6,7 aylarına ait vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin gecikme faiziyle birlikte tahsili için davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının 213 sayılı Kanunun 371’inci maddesine göre pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunduğu halde pişmanlık hükümlerine uymaması ve ödemede bulunmaması üzerine 371 inci maddeye göre tahakkuk eden pişmanlık zamlarının düzeltme fişiyle terkin edilerek gecikme faizine dönüştürüldüğü, düzenlenen ihbarnamelerin 16.4.2001 tarihinde tebliğ edildiği ve dava açılmayarak kamu alacağının kesinleştiği anlaşıldığından ödeme emri düzenlenmesinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, pişmanlık talebini içeren ek beyannamenin bilgileri dışında yetkisiz kişiler tarafından verildiğini, imzaların kendisine ait olmadığını, bu durumun düzeltilmesi için vergi dairesine dilekçe ile başvurduğunu, defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu bir matrah farkı bulunmadığını, düzenledikleri faturaların sıra numarası atlamadığını, kaybolan belgelerin kullanılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde katma değer vergisi ve gecikme faizine ilişkin olarak ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55’inci maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri ya da mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58 inci maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişinin böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açılabileceği belirtilmiş olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun olay tarihinde yürürlükte olan 4369 sayılı kanunla değişik 344 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan vergi ziyaı cezası kesilmesine ve bu cezanın hesaplanmasına ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada verilen ve 20.10.2005 tarih ve 25972 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 6.1.2005 günlü ve E:2001/3, K:2005/4 sayılı kararı nedeniyle, vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak ileri sürülen iddia, böyle bir borcu bulunmadığı kapsamında bir iddia olarak kabul edildiğinden, vergi ziyaı cezası hakkında anılan karar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kısmen kabulüyle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının, ödeme emrinde yer alan vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının bozulmasına, diğer temyiz iddialarının ise reddine, 9.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.