Danıştay Kararı 4. Daire 2006/1584 E. 2007/256 K. 07.02.2007 T.

4. Daire         2006/1584 E.  ,  2007/256 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/1584
Karar No: 2007/256

Temyiz Eden : Fatih Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Ticari taksi satışından doğan değer artış kazancını beyan etmediği ileri sürülen davacı adına 1997 yılı için salınan gelir vergisi, hesaplanan fon payı ile kesilen ağır kusur cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80 inci maddesinin altıncı bendinde, faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olduğu, mükerrer 81inci maddesinde, değer artışında safi kazancın, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacağı, maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilmemesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedelin, kazancı bilanço veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde, son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değerin esas alınacağının belirtildiği, taksi ile yolcu taşımacılığı faaliyetinden dolayı götürü usulde vergi mükellefiyeti olan davacının sahip olduğu ticari taksiyi 30.4.1997 tarihinde sattığı halde değer artış kazancını beyan etmediğinin tespiti üzerine davalı İdarece, sözü edilen ticari taksi plakasının araç ile birlikte satın alındığı tarih ve alış bedelinin bildirilmesinin mükelleften istenildiği, mükellefin elinde aracın alışıyla ilgili resmi bir evrakın bulunmadığı yolundaki beyanı üzerine aracın maliyet bedeli ve emsal satış bedelinin tespiti amacıyla sevk edildiği takdir komisyonu tarafından, “mükellef dosyasının tetkiki ve haricen yapılan işin türü, mevki, mükellefin beyan durumu” dikkate alınarak takdir edilen dönem vergi matrahı üzerinden tarhiyatın yapıldığı, ancak mükellef tarafından maliyet bedeli bildirilmediğinden, takdir komisyonunca Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre maliyet bedeli yerine geçecek bedel takdir edilmediği ve takdirin dayanağının da gösterilmediği gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, yapılan işlemlerin Kanuna uygun olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Ticari taksi satışından doğan değer artış kazancını beyan etmediği ileri sürülen davacı adına 1997 yılı için salınan gelir vergisi, hesaplanan fon payı ile kesilen ağır kusur cezasının kaldırılmasına karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan şekliyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerinde yazılı şartlara topluca haiz olanların ticari ve sınai işlerden sağladıkları safi kazançlarının Maliye Bakanlığı’nca tanzim edilecek cetvellerde belirtilen iş nevilerine göre götürü olarak tespit edileceği öngörülmüş, 80 inci maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde, 70 inci maddenin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların 500.000 lirayı aşan kısmının değer artış kazancı olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin son fıkrasında, faaliyetine devam eden ticari bir işetmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.
Bu düzenlemeler uyarınca kazancı basit usulde vergilendirilen bir mükellefin, faaliyetinin sona erdirilmesiyle ilgili olarak her türlü satıştan elde ettiği kazancın, ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının basit usulde ödediği gelir vergisi, onun bu faaliyetiyle ilgili olarak elde edebileceği her türlü kazancın vergisidir. 8.1.1997 tarihinde satın aldığı ticari taksiyi 30.4.1997 tarihinde satan davacının değer artışı kazancına ait gelirini beyan etmediği ileri sürülerek tarhiyat yapılmışsa da; ticari araç ve plaka satışı davacının ticari faaliyetinin sona erdirilmesine ilişkin olup, ticari faaliyetten ayrı olarak vergilendirilmesine hukuken olanak yoktur.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına 7.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.