Danıştay Kararı 4. Daire 2005/836 E. 2006/1453 K. 28.06.2006 T.

4. Daire         2005/836 E.  ,  2006/1453 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2005/836
Karar No: 2006/1453

Temyiz Eden : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL
İstemin Özeti : … Anonim Şirketinin 1998 ila 2003 yıllarına ilişkin vergi borcu nedeniyle, kanuni temsilci sıfatıyla davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alınmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinde ihtiyati haciz sebeplerinin sayıldığı, vergi borcu bulunan şirketin hissedarları ve yönetimdeki bazı kişilerin yurt dışına kaçması, gösterilen teminatın borcu karşılamaması, hileli yollara sapma ve malların kaçırılması ihtimaline karşı, kamu alacağının güvenceye bağlanması amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ihtiyati haciz kararı alınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, ayrıca borçlu şirket hakkındaki ihtiyati haciz kararı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun şirket yönetimine el koyması nedeniyle kaldırılmış ise de, kanuni temsilci hakkındaki ihtiyati haciz kararının geçici önlem olarak uygulandığı, zira borcun şirketten tahsil edilememe durumunda, ilgili dönemde kanuni temsilci olan davacının mal varlığıyla sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, şirket borçlarının 4811 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilerek ödendiği, ihtiyati hacizle ilgili koşulların oluşmadığını, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde, teminat istenmesini gerektiren hallerin varlığı ve borçlunun kaçması veya malları kaçırması, hileli yollara sapma olasılığı nedeniyle kamu alacağının güvenceye alınması için ihtiyati haciz kararı alınabileceği belirtilmiş, dosyanın incelenmesinden davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla … Anonim şirketinin borçları nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınarak teminat istendiği ve ihtiyati haciz kararına karşı açılan davanın işlemin yasaya uygunluğu gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmış, olup, … Anonim Şirketinin hakkında alınan ihtiyati haciz kararının da şirketin yönetim ve denetimine T.M.S.F. nunca el konulması nedeniyle borcun bir kısmının 4811 sayılı Kanun kapsamında ödendiğinden asıl borçlu hakkında, alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması karşısında davacı adına alınan ihtiyati haciz kararının dayanağı kalkmış olduğundan işlemin iptali gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, borçlu … Anonim Şirketinin paydaşı olan … Anonim Şirketini temsilci sıfatıyla yönetim kurulu üyesi olan yükümlü adına yapılan ihtiyatı haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden …Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6183 sayılı Kanunun 9.maddesinde hangi hallerde teminat istenebileceği açıklandıktan sonra 13 üncü maddenin birinci bendi ile de 9 uncu madde gereğince teminat istenilmesini mucip haller mevcut olduğu takdirde ihtiyati haczin uygulanabileceği açıklanmıştır.
Yine aynı Kanunun 16.maddesinde yer alan hüküm gereğince de, teminat gösterildiği takdirde ihtiyati haczin, haczi koyan merci tarafından kaldırılabileceği öngörülmüştür.
Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 312.maddesinde, idare meclisinin pay sahibi ortaklardan teşekkül edeceği ve pay sahibi tüzel kişinin idare meclisinde ancak hakiki şahıslarca temsil edilebileceği hükme bağlanmıştır.
Anonim şirket vergi borcunun ödenmesi yürütme ve yönetimle ilgili bir hizmettir.
Vergi borcu ödeme görevi temsil ile değil fakat idare ile ilgilidir. Ödenmeyen vergi borcundan dolayı kanuni temsilci olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden ise, davacı hakkında usulüne uygun olarak ihtiyati haciz kararı alındığı anlaşıldığından vergi dairesince bu haciz kararından dolayı teminat istenilmesi suretiyle tesis edilen işlemde kanun hükümlerine aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Yazılı şekilde verilen Vergi Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
6183 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde, Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenebileceği 13 üncü maddesinde de, teminat istenmesi gerektiren hallerden herhangi biri bulunduğu takdirde hiç bir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre ihtiyati haciz kararı alınabileceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Anonim Şirketinin 1998 ila 2003 yıllarına ait vergi borçları nedeniyle hakkında ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk kararları alındıktan sonra borçlu şirketin gösterdiği teminatın yetersizliği nedeniyle 2.10.2003 tarihli işlemle davacı hakkında da kanuni temsilci sıfatıyla ihtiyati haciz kararı alındığı, daha sonra 19.2.2004 tarihli ve 23 sayılı yazı ile de … Anonim Şirketi hakkındaki ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Kanuni temsilcisi olan davacıya şirket borçlarından dolayı uygulanan ihtiyati haciz kararından sonra asıl borçlu olan şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının, asıl borçlu hakkındaki ihtiyati haciz nedenlerinin kalmadığını gösterdiği, bu durumda … Anonim Şirketinin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına uygulanan ihtiyati haciz işleminin de yasal dayanağının bulunmadığının kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 28.6.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle bu karara karşıyım.